Bir sonraki röportajınızda size ne sorulacağını bilmek güzel olurdu, değil mi?
Elbette tüm cevapları ezberlemenizi önermiyoruz ama düşünmekten zarar gelmez. Şirket temsilcisinin tam olarak ne duymak istediğini anladıktan sonra, uygunluğunuzu profesyonelce kolayca kanıtlayabilirsiniz.
Röportajınıza hazırlanırken bu listeyi kullanın.
1. Bize kendinizden bahsedin
Bu, iş arayanların çoğunun unuttuğu çok basit ama önemli bir sorudur. İşin püf noktası şu: Hiç kimse kariyerinizi veya kişisel hikayenizi sonsuza kadar dinlemek istemez. Bunun yerine, birkaç kelimeyle söz konusu pozisyona en uygun olduğunuzu göstermeniz gerekir. Mesleki uygunluğunuzu değerlendirmenize olanak tanıyan işle ilgili başarılarınız veya deneyiminiz hakkında bize bilgi verin.
2. Boş kontenjanı nasıl öğrendiniz?
Bu masum soruyu yanıtlayarak kalabalığın arasından sıyrılma ve işverene olan ilginizi gösterme fırsatına sahip olursunuz. Örneğin, bir arkadaşınızdan veya meslektaşınızdan bir iş ilanı duyulduğunu duyduysanız, onun adını söyleyin ve ardından tam olarak ne söylediğini ve size nasıl ilham vermeyi başardığını anlatın. Bir ticari yayında veya yerel bir iş panosunda bir iş ilanı görürseniz, bu ilanda neyi çekici bulduğunuzu bize bildirin.
3. Şirketimiz hakkında neler biliyorsunuz?
Başvuruda bulunan herkes kurumun web sitesindeki “Hakkımızda” sayfasına bakabilir. Bu soruyu soran muhatabın, orada açıklanan amaç ve hedefleri ne kadar net anladığınızı bulmaya çalışması pek olası değildir. Bunları okumaya özen gösterdiğinizi anlamalıdır. Konuşmanızda sitedeki anahtar kelimeleri kullanın, ancak aynen alıntı yapmayın, örneğin: "Hedefi beğendim... çünkü..." veya "Bu yaklaşımın faydalı olacağına inanıyorum çünkü..." Kişisel deneyimlerden örnekler verin.
4. Bu işi neden istiyorsunuz?
Yine şirketlerin yaptığı işi tutkuyla yapan insanlara ihtiyacı var ve bu sorunun da benzer şekilde cevaplanması gerekiyor. (İşinize karşı bir tutkunuz yoksa özgeçmişinizi başka bir yere götürmek isteyebilirsiniz.) İşin size uygun olduğunu gösteren önemli noktaları belirleyin (örneğin, “Müşteri hizmetlerinde çalışmaktan, müşterilerle etkileşimde bulunmaktan keyif alıyorum) farklı insanlar ve sorunları çözmelerine yardımcı olun." Bundan sonra bize şirketle neden ilgilendiğinizi anlatın ("Yeni şeyler öğrenmeyi seviyorum ve sen harika şeyler yapmayı başarıyorsun ve ben de bunun bir parçası olmak istiyorum").
5. Sizi neden işe almalıyız?
Bu basit soru çoğu durumda düşüncesizce gelebilir, ancak size sorulursa kendinizi şanslı sayın. Bu belki de kişisel ve profesyonel niteliklerinizi karlı bir şekilde satmanın en iyi nedenidir. Cevabınızda üç noktayı ele almaya çalışın: a.) yalnızca işinizi yapabilecek kapasiteye sahip değilsiniz, aynı zamanda olağanüstü sonuçlar da sunabilirsiniz; b.) kurum kültürüne uygun olduğunuzu ve takıma uyum sağlayabildiğinizi; c.) diğer tüm adaylardan üstünsünüz.
6. Profesyonel güçlü yönlerinizi listeleyin
Kariyer danışmanı Pamela Skillings bu soruyu yanıtlarken gerçeği söylemeyi (yani hayali değil gerçek güçlü yönlerden bahsetmeyi), söz konusu pozisyona karşılık gelen nitelikleri tanımlamayı ve uzun soluklu tartışmalardan kaçınmayı (örneğin, "ikna edicilik" yerine) tavsiye ediyor. "mükemmel iletişim becerileri"). Bu güçlü yönlerinizi gösterebildiğiniz gerçek hayattaki durumları paylaştığınızdan emin olun.
7. Ana zayıflığınızı belirtin
Bu soru öncelikle adayın ne kadar dürüst ve açık sözlü olduğunu belirlemeye yöneliktir. Buna rağmen, hayatınız buna bağlı olsa bile son teslim tarihlerini karşılayabildiğinizi söylemeye gerek yok. Ayrıca herhangi bir eksiklikten yoksun olduğunuzu gösterişli bir şekilde haykırmamalısınız. Eksikliğiniz olan ve elde etmek için elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığınız bir kaliteyi seçin. Örneğin, iyi bir konuşmacı olmadığınızı ancak yakın zamanda kendinize daha fazla güvenmenize yardımcı olmak için belediye binası toplantılarına liderlik etmeye gönüllü olduğunuzu söyleyin.
8. Temel mesleki başarınız nedir?
Hiçbir şey, geçmiş başarıların bir listesi kadar mesleki uygunluk hakkında çok şey ifade edemez. Bu soruyu cevaplarken çekinmeyin! Cevabınızı şu şekilde yapılandırın: muhatabın bağlamı anlayabilmesi için çözmeniz gereken durumu ve sorunu belirtin (örneğin: "Kıdemsiz analist olarak çalıştım ve faturalandırma sürecini yönettim"), attığınız adımları ve elde ettiğiniz sonuçları vurgulayın (örneğin, "Bir ay boyunca süreç yeniden tasarlama faaliyetlerini yürüttüm ve bunun sonucunda 10 adam saatinden tasarruf etmeyi ve hataları %25 oranında azaltmayı başardım").
9. Karşılaştığınız bir iş çatışmasını veya zor durumu bize anlatın. Sorun çözüm sürecini açıklayın
Muhatap bu soruyu sorarak zor durumlarda nasıl davrandığınızı bilmek ister. Skillings, "Görüşmelerde tüm adaylar iyi ve hoş görünmek ister, ancak bazı insanlar onlarla bir sözleşme imzaladığınızda sihirli bir şekilde dönüşür" diyor. Cevabınızı formüle ederken davranışınıza odaklanın. Mümkünse ortak bir karara varabildiğiniz veya uzlaşmaya varabildiğiniz bir durumu tanımlayın.
10. Kendinizi beş yıl sonra nerede görüyorsunuz?
Bu soruyu yanıtlarken hedefleriniz konusunda dürüst olun ancak şunu unutmayın: muhatap, beklentilerinizin ve hedeflerinizin gerçekçi olduğundan ve söz konusu boş pozisyonun bunlara uygun olduğundan emin olmak ister. Durum fikirlerinizle çelişiyorsa, nihai hedefi henüz formüle edemediğinizi ancak karar vermenize yardımcı olacak olumlu deneyimler kazanmak istediğinizi söyleyin.
11. İdeal işinizi tanımlayın
Bu ve benzeri sorularda, tartışılan pozisyonun kariyer hedeflerinizle nasıl eşleştiğini bulma arzusu yatıyor. Elbette birisini güldürmek istiyorsanız NBA yıldızı olmak istediğinizi söyleyebilirsiniz ancak hedefleriniz hakkında konuşmak ve bunları işverenin sunduğu şeylerle ilişkilendirmek daha iyi olacaktır.
12. Başka firmalarla görüşmeye gittiniz mi?
İşverenler bu soruyu binlerce farklı nedenden dolayı soruyorlar; örneğin, rakiplerin sizin için başvuruda bulunup bulunmadığını veya onların sektöründe çalışmakla ne kadar ilgilendiğinizi bilmek istiyorlar. İş arama uzmanı Alison Doyle, "Genellikle müşterilerimin bana aynı alanda birkaç başka seçeneği de değerlendirdiklerini söylemelerini tavsiye ediyorum" diyor. “Ayrıca tüm işlerin benzer özelliklere sahip olduğunu ve mevcut bilgi ve becerilerinizi kullanma fırsatı sunduğunu da belirtebilirsiniz.” Örneğin: "Müşteri ihtiyaçlarını analiz edip sorunu çözebilecek teknik uzmanlara iletebildiğim için BT danışmanlık şirketlerindeki pozisyonlara başvurdum."
13. Mevcut işinizden neden ayrılıyorsunuz?
Şu anda her fırsatta karşılaşılan zor bir soru. Olumlu bir üslup kullanın ve önceki işvereninize kötü konuşmayın. Şu anda sahip olmadığınız yeni fırsatları geliştirmek ve yararlanmak istediğinizi söyleyin. Örneğin: “Yazılım geliştirme sürecine baştan sona dahil olmak istiyorum ve sizin de bu fırsatı sunduğunuzu görüyorum.” Peki ya kibarca önceki pozisyonunuzdan ayrılmanız istenseydi? Sadece şunu deyin: "Maalesef işveren artık hizmetlerime ihtiyaç duymuyor."
14. Neden kovuldunuz?
Önceki soruyu yanıtlarken, kovulduğunuzu dürüstçe itiraf ettiyseniz, gerçek pek hoş olmasa bile tamamen dürüst olun. Dürüst bir cevap her zaman reddetmeye yol açmaz! O zamandan bu yana çok şey öğrendiğinizi ve büyüdüğünüzü gösterin. Çoğu durumda, hatalardan ders alma yeteneği bir dezavantaj olarak değil, bir avantaj olarak kabul edilir.
15. Yeni işinizden neler bekliyorsunuz?
Neler sunduğu çok açık. Uzun tartışmalara girmemelisiniz. Mümkün olduğunca kesin olun.
16. Hangi çalışma koşulları sizin için kabul edilebilir görünüyor?
Açıkçası, potansiyel işverenin sunduğu koşullara benzer olanlar. Uzun tartışmalara girmemelisiniz. Mümkün olduğunca kesin olun.
17. Yönetim tarzınızı tanımlayın
En iyi liderler güçlü ve esnek liderlerdir. Cevapta vurgulanması gereken bu niteliklerdir. Örneğin: "Her ne kadar her ekip üyesi genellikle bireysel ilgiye ihtiyaç duysa da ben astlarıma mentorluk yapmayı tercih ediyorum." Bundan sonra, başarılı yönetim kararlarına ve bunların yol açtığı sonuçlara örnekler verin (örneğin, liderliğiniz altındaki en kötü satış elemanının nasıl tüm ekibin yıldızı haline geldiği).
18. Bize liderlik niteliklerinizi gösterebildiğiniz bir durumu anlatın
Başvurduğunuz pozisyona bağlı olarak cevap, süreçleri veya insanları nasıl başarıyla yönettiğinize dair bir hikaye olabilir. Skillings, "en iyi yanıtların akılda kalıcı ve inandırıcı ayrıntıları içerdiğini" savunuyor. "Deneyiminize hitap eden ve tüm potansiyelinizi ortaya çıkaran bir örnek seçin" tavsiyesinde bulunuyor.
19. Yöneticinizin verdiği bir karara katılmadığınız bir zamanı anlatın.
Zaman zaman benzer durumlar hepimizin başına gelir. Muhatabınız bu soruyu sorarak sorunları yapıcı ve profesyonel bir şekilde çözüp çözemeyeceğinizi bilmek istiyor. Career Confidential'dan Peggy McKee, "Bir yöneticinin hatasından ve huzuru korumaya razı olduğunuzdan bahsetmeyin. Ayrıca hatalı olduğunuz bir durumdan da bahsetmeyin" tavsiyesinde bulunuyor. - "Anlaşmazlığınızın aslında bir rol oynadığı ve davanın sonucunu etkilediği bir vakayı hatırlayın."
20. Meslektaşlarınız ve yöneticileriniz sizi nasıl tanımlar?
Bu sorunun cevabının dürüst olması gerektiğini unutmayın, çünkü... işverenin eski meslektaşlarınızı ve yöneticilerinizi arama fırsatı vardır. Konuşma sırasında henüz bahsedilmeyen güçlü yönler ve nitelikler hakkında konuşun (örneğin, iç düzenlemelere sıkı sıkıya bağlılık veya gerekirse komşu departmanların çalışmalarına katılma isteği).
21. İşe neden ara verdiniz?
Bir süredir işsizseniz, yaptığınız şey konusunda dürüst olun. Elbette bu faaliyetlerin faydalı olması gerekir (eğitim, profesyonel blog yazma veya gönüllülük). Artık ortak amaca katkıda bulunmaya hazır olduğunuzu vurgulayın: "Ara vermeye karar verdim ama artık enerji doluyum ve şirkete katkıda bulunabilirim."
22. Kariyer yönünüzü değiştirme kararınızı açıklayabilir misiniz?
Bu gibi sorular çoğu zaman kafa karıştırıcıdır. Derin bir nefes alın ve karşınızdaki kişiye neden belirli bir kariyer kararı vermeniz gerektiğini açıklayın. Önceki deneyimlerinizin yeni rolünüzde size nasıl yardımcı olduğunu gösteren örnekler sunun. Bağlantı açık olmayabilir. Bu durumda, onurlu bir şekilde içinden çıkmayı başardığınız alışılmadık durumlardan bahsederek güçlü bir izlenim bırakabileceksiniz.
23. Stresle nasıl başa çıkıyorsunuz?
McKee, "Kritik bir durumda üretken çalışma yeteneğinizi gösterin. Stresin sizi hedeflerinize ulaşmaktan alıkoyamayacağını vurgulayın" diyor. Stres yönetimi tekniklerinizi açıklayın (liste yapmak, derin nefes almak vb.) ve ardından bunları nasıl etkili bir şekilde kullandığınıza dair örnekler verin.
24. Yeni pozisyonunuzdaki ilk 30/60/90 gününüzü anlatın.
Hızlı bir şekilde başlamak için neye ihtiyacınız olduğunu bize bildirin. Hangi bilgilere ihtiyacınız var? Hangi departmanların çalışmalarını görmek istersiniz? Hangi uzmanlarla etkileşime gireceksiniz? Kısa vadede sonuç üretecek birkaç aktivite seçin (örneğin, "İlk projem için e-posta pazarlama süreçlerini derinlemesine incelemeyi ve bir e-posta takip sistemi oluşturmayı planlıyorum"). Elbette iş bulursanız planlar değişebilir ancak muhatap sizin kar etmeye hazır olduğunuzu ve göreve başlamak için sabırsızlandığınızı görmelidir.
25. Lütfen maaş beklentinizi belirtin
Cevabını formüle etmeden önce eğitiminize, becerilerinize ve deneyiminize göre Payscale veya Glassdoor kullanarak ortalama maaşlar hakkında araştırma yapmalısınız. Bu durumda uzmanlar, aralığın en üst numarasını aramanızı ve ardından gerekirse esnek olmanızı önerir. Muhatapınızın değerinizi bildiğinizi ancak aynı zamanda işi almak istediğinizi ve tartışmaya hazır olduğunuzu anlamasına izin verin.
26. Mesai saatleri dışında ne yapıyorsunuz?
Kıdemli İK profesyoneli Mitch Fortner, "İşverenler, başvuru sahibinin şirket kültürüne uymasını sağlamak için kişisel sorular soruyor" diyor. “Başka bir deyişle, hobinizle ilgili bir soru sorulduğunda, olduğu gibi söylemekten çekinmeyin. Ancak, arkadaşlarınızla bira içme alışkanlığınızdan bahsederken, suratınızı korumayı da unutmayın. pazartesi günleri sizi rahatsız eden akşamdan kalmalık.
27. Bir hayvan olsaydınız ne tür olurdunuz?
İlk bakışta bu soru saçma görünebilir ve bu nedenle başvuranın kafasını karıştırmak ve nasıl çıkacağını görmek için kullanılır. Doğru ya da yanlış cevap yoktur, ancak avantajlarınızı iletebilirseniz ekstra puan kazanacaksınız. İpucu: Biraz düşünmeniz gerekiyorsa, duraklamayı şununla doldurun: "Harika bir soru, şunu söylemeliyim ki..."
28. Bir limuzine kaç tenis topu sığabilir?
Bin? On bin mi? Yüz bin mi? Ve gerçekten ne kadar?
Bir teknik işe başvuruyorsanız bazı kafa karıştırıcı sorulara hazırlıklı olun. Muhatabın belirli bir numarayı duymayı beklemesinin pek mümkün olmadığını unutmayın. Soruyu anladığınızı ve analiz etmeye hazır olduğunuzu bilmesi gerekiyor. Derin bir nefes alın ve matematiği yapın. Bunun için bir kalem ve kağıt istemenizde bir sakınca yok!
29. Çocuğunuz var mı? Önümüzdeki birkaç yıl içinde ailenize eklemeyi planlıyor musunuz?
Açıkça söylemek gerekirse, medeni durum, cinsiyet ("Tamamı erkeklerden oluşan bir departmanı yönetir miydiniz?"), uyruk ("Nerede doğdunuz?"), din ve yaşla ilgili kişisel sorular yasa dışıdır, ancak işverenler bu soruları sormaya devam etmektedir. Soruların tamamı kötü niyetle sorulmuyor ancak nazik bir şekilde durdurulmaları gerekiyor. Bu durumda şu cevabı vermeniz önerilir: "Henüz tam olarak hazır olduğumu düşünmüyorum... Ama şirketinizdeki kariyer yolları ile çok ilgileniyorum. Bana bunlar hakkında daha fazla bilgi verebilir misiniz?"
30. Neleri geliştirebileceğimizi veya farklı yapabileceğimizi düşünüyorsunuz?
Bu soru en çok startup temsilcileri tarafından soruluyor. Onun yardımıyla muhatap, yalnızca potansiyel bir işveren hakkında bilgi toplama zahmetine girdiğinizden emin olmak istemez, aynı zamanda yeni fikirler toplamaya da çalışır. Onlara bu fikirleri verin! Şirket hangi ek hizmetleri sağlayabilir? Kârınızı nasıl artırabilir veya müşteri hizmetlerini nasıl iyileştirebilirsiniz? Makul bir teklifte bulunmak için şirketin önümüzdeki dört yıla ilişkin ayrıntılı planını incelemeye gerek yok. Sadece ilginizi ve deneyiminizi gösterin.
31. Bize herhangi bir sorunuz var mı?
Bu, şirketin sunduğu pozisyonun sizin için doğru olduğundan emin olmanız için bir şanstır. Boş pozisyon hakkında ne bilmek istiyorsunuz? Genel olarak şirket hakkında? Çalışacağınız departman hakkında? Potansiyel meslektaşlardan oluşan bir ekip hakkında mı?
Konuşma sırasında önemli bir kısmı öğreneceksiniz, bu nedenle soruların önemsiz olmaması gerekir. Özellikle, bir şirket temsilcisinden kişisel fikrini belirtmesini ("Neden burada çalışmayı seviyorsunuz?") veya potansiyel müşterileri tartışmasını ("Yeni ürünler sunmayı planlıyor musunuz?") isteyebilirsiniz.
themeuse.com, çeviri: Olga Airapetova
Hayatın çılgın temposu nedeniyle sinema galalarını kaçırmaktan bıktınız mı? Uygunsuz zamanlarda değerli filmler yayınlayan TV kanallarından bıktınız mı? Aile üyeleriniz sıklıkla TV uzaktan kumandasını paylaşıyor mu? Siz meşgul olduğunuzda ve kanallarda güzel çizgi filmler olmadığında çocuğunuz çocuklara yönelik çizgi film izlemeyi mi istiyor? Ve sonunda, zorlu bir günün ardından ev kıyafetlerinizle kanepede ilginç bir film veya dizi izlerken rahatlamak mı istiyorsunuz?
Bunu yapmak için, en iyi arkadaşınız ve yardımcınız olacak favori sitenizi her zaman favorilerinize eklemek en iyisidir. “Bu kadar çok site varken nasıl böyle bir siteyi seçebiliyorsunuz?” - sen sor. Video sitemiz sizin için en iyi seçim olacaktır.
Neden bizim kaynağımız? Çünkü onu çok yönlü, kullanışlı ve basit kılan birçok olumlu özelliği bir araya getiriyor. İşte kaynağın ana avantajlarının bir listesi.
Ücretsiz erişim. Birçok site müşterilerden bir abonelik satın almalarını ister, ancak bizim portalımız bunu yapmaz çünkü insanların İnternet'teki her şeye ücretsiz erişime sahip olması gerektiğine inanır. İzleyicilerimizden izleme karşılığında ücret talep etmiyoruz!
Şüpheli telefon numaralarına kayıt olmanıza veya SMS göndermenize gerek yoktur. Kullanıcılarımız hakkında hassas bilgiler toplamıyoruz. Desteklediğimiz internette herkesin anonimlik hakkı vardır.
Mükemmel video kalitesi. Materyalleri yalnızca HD formatında yüklüyoruz ve bu elbette sevgili kullanıcılarımızı memnun edebilir. Sonuçta, iyi bir filmi yüksek kaliteli bir görüntüyle izlemek, düşük kaliteli bir görüntüden çok daha keyifli.
Büyük seçim. Burada her zevke uygun videolar bulacaksınız. En hevesli film hayranları bile burada her zaman izleyecek bir şeyler bulacaktır. Çocuklar için hayvanlar ve doğa hakkında kaliteli çizgi filmler ve eğitici programlar bulunmaktadır. Erkekler haberler, spor, arabaların yanı sıra bilim ve teknolojiyle ilgili kanalları ilgi çekici bulacaktır. Sevgili kadınlarımız için de moda ve stile, ünlülere ve tabii ki müzik videolarına ilişkin kanalları seçtik. Ailenizle ya da arkadaşlarınızla geçireceğiniz bir akşam için eğlenceli bir aile komedisi tercih edebilirsiniz. Aşık bir çift, bir aşk melodramını izlerken rahatlayabilir. Bir iş gününün ardından heyecan verici bir dizi veya polisiye hikayesi rahatlamanıza yardımcı olur. Modern zamanların ve geçmiş yılların HD formatındaki filmleri kesinlikle her zevke uygun olarak sunulmaktadır ve her izleyicinin ihtiyaçlarını karşılayabilir.
Video indirme yeteneği. Kesinlikle sitedeki herhangi bir materyal bilgisayarınıza veya flash sürücünüze indirilebilir. Aniden internetin olmadığı bir dizüstü bilgisayarla kulübeye giderseniz veya büyük bir TV ekranında film izlemek istiyorsanız, onu her zaman önceden indirebilir ve ardından doğru zamanda izleyebilirsiniz. Aynı zamanda torrent veya benzeri sitelerde olduğu gibi videoyu indirmek için sıra beklemenize de gerek yok.
Emniyet.İçeriğin saflığını izliyoruz; her dosya yüklenmeden önce kontrol ediliyor. Bu nedenle sitemizde virüs veya casus yazılım bulunmamaktadır ve bunu dikkatle takip ediyoruz.
Yeni öğeler. Portala düzenli olarak yeni çizgi filmler, diziler, TV şovları, müzik videoları, haberler, incelemeler, animasyon dizileri vb. güncelliyor ve ekliyoruz. ve tüm bunları tamamen ücretsiz olarak, kayıt olmadan veya SMS olmadan izleyebilirsiniz. Siz değerli ziyaretçilerimiz için sizler için çalışıyoruz.
Çevrimiçi görüntüleme. Web sitemizde bir filmi izlemek için önceden indirmenize gerek yoktur; yalnızca onu açmanız ve izlemenin keyfini çıkarmanız yeterlidir. Profesyonel kurulum sayesinde herhangi bir yavaşlama olmayacak ve hiçbir şey sizi ilginç bir film izlemekten alıkoyamaz.
Yer imi. Sitede, bir videoya yer işareti koymak ve daha sonra geri dönmek için yıldızlı bir düğmeyi tıklayabilirsiniz. Muhtemelen herkesin başına bir web sitesinde izlemek istediği ilginç bir video gelmiştir, ancak şu anda böyle bir fırsat yoktur. Bu buton size bu konuda yardımcı olacaktır ve serbest kaldığınızda ne istediğinizi kolayca görebilirsiniz.
Kullanıcı dostu arayüz. Site kullanıcılar için en iyi şekilde uyarlandığından ve her şey sezgisel olduğundan doğru videoyu bulmak fazla zamanınızı almayacaktır. Bir çocuk bile bunu anlayabilir ve hayvanlar veya doğayla ilgili bir çizgi film veya bazı programları açabilir.
Bir sanat olarak sinema nispeten yakın zamanda ortaya çıktı, ancak şimdiden hayatlarımızla yakından iç içe geçmiş durumda. Yıllardır çağımızın yoğunluğundan dolayı pek çok insan tiyatroya, galeriye, müzeye gitmiyor. Ancak en az bir aydır dizi veya film izlemeyen bir insanı hayal etmek zordur. Film sanatı tiyatro, müzik, görsel sanatlar ve edebiyatın bir sentezidir. Böylece tiyatro ve galerilere gitmeye vakti olmayan en yoğun insanın bile sanatla yakınlaşmasına ve ruhsal olarak gelişmesine olanak sağlar.
Sinema aynı zamanda kamusal eğlence alanını da işgal etti. Komedi, aksiyon filmi, western vb. izlemek. aileyle geçireceğiniz her akşama mükemmel uyum sağlar. Korku filmleri en korkusuz insanın bile sinirlerini mükemmel bir şekilde gıdıklıyor. Çocuklar çizgi filmlere bayılırlar ve bazıları tüm aile tarafından izlenebilir. Eğitici videolar bilgiyi genişletmenize, dünyaya daha geniş açıdan bakmanıza ve kendi doğal merakınızı gidermenize yardımcı olur.
Yirmi birinci yüzyıldaki bir insan, geleceğin teknolojileri olmadan hayatını artık hayal edemiyor; öyle görünüyor ki gelecekte makineler, robotlar ve teknoloji, insanların, daha doğrusu birçok otomatik işin performansının yerini alabilecek. herkes gelecekte hangi teknolojilerin olacağını görmek istiyor. Sitede izlemeyi ertelemenize gerek yok, sadece videoyu yer imlerinize ekleyin ve istediğiniz zaman geri dönebilir ve yüksek kaliteli bir video izleyerek harika vakit geçirebilirsiniz.
Zevkten kendinizi mahrum bırakmayın, hemen izlemeye başlayın! Güncellemeler, yeni ürünler hakkında bilgi edinin, daha sonra ne izlemek istediğinizi seçin. Kendinize ve sevdiklerinize kaliteli, ilgi çekici filmlerle kendinizi şımartın!
Programcı. On yıldır bu sorudan nefret ediyorum ve her geçen yıl daha da nefret ediyorum. Neden? Teknik açıdan bilgili insanlar arasında bu soru bana hiçbir sorun yaratmıyor; hatta "web programcısı" cevabını bile verebilirim. Ancak bu soru bana 40 yaşın üzerindeki ve bilgisayarın anlamını pek bilmeyen bir akrabamın kız kardeşinin arkadaşı tarafından sorulduğunda, "programcı" değil, herhangi bir mesleği - aşçı, doktor, müzisyen - söylemeye hazırım. Ve tamam, bu noktada konuşma farklı bir yöne doğru gidiyor ama baştaki “ne yapıyorsun?” sorusu beni daha da büyük bir sersemliğe sürüklüyor. İnternet ile tarayıcı arasındaki farkı bilmeyen bir kişi, programcı olarak ne yaptığımı bilmek istiyor. Elbette cesurca "Programlıyorum" diye cevap verebilir ve konuşmayı orada bitirebilirsiniz, ancak çok ısrarcı olanlar da var - "ne programlıyorsunuz?"
İşte o anlardan birinde düşünmeye başladım. Mesleği tasarım mühendisi olan bir arkadaşım var. Bir defasında kendisine mesleğinin sorulduğunu izlemiştim ve alçakgönüllü bir şekilde "mühendis" cevabını verdikten sonra kendisine verilen tek şey "aferin" oldu. Neden bana “aferin” demediler de daha fazla ayrıntı sormaya başladılar? Farklı mühendisler var, bir süreç mühendisi, bir tasarım mühendisi vb. var. Bu kadın neden arkadaşıma nasıl bir mühendis olduğunu sormadı? Belki bir programcının bilgisayarın başında oturan ve Dotka oynayan bir kişi olduğuna inanıyor ya da belki programlamayı anlamıyor ve bu yüzden ilgilenmeye başladı? Ne yazık ki o da hiçbir şeyin mühendisliğinden anlamıyor.
Hikaye, kız arkadaşının ebeveynleriyle tanışma zamanı geldiğinde devam etti. Mesleğim sorulduğunda, bu zorlayıcı sorulardan kaçınmaya ve basit ve daha spesifik bir şekilde cevap vermeye karar verdim: tasarım tasarımcısı. Bunu söylememeliydim. Kız arkadaşım bir tasarımcı ve ailem düzeni yalnızca bir kitabın düzeniyle ilişkilendiriyor, bu yüzden çok şaşırdılar. “Sen de tasarımcı mısın?” - bana sordular ve ben de "hayır, ben bir programcıyım" diye cevap verdim. Yine yirmi beş, "ne yapıyorsun" - ve filan filan. Bu insanları anlamıyorum, hiçbir netlik getirmeyecek cevaplar istiyorlar, sadece kafa karıştıracaklar. Bunu sormak için en azından VKontakte'ye ek olarak başka bir şeyin daha olduğunu, İnternet'in sadece bir sosyal ağ olmadığını bilmeniz gerekir.
Ancak başka bir olay yaşanana kadar bu sorunu bir şekilde çözmeyi taahhüt etmedim. Mesleği sistem yöneticisi olan arkadaşım biriyle tanışırken “kimin için çalışıyorsun?” “programcı” yanıtını verdi. Bu beni şaşırttı ve neden “sistem yöneticisi” değil de “programcı” diye sormaya karar verdim. Aslında, o zaman acı verici derecede tanıdık bir hikayenin yeniden anlatımını dinledim, yalnızca sistem yöneticisinin daha az kötü olanı seçmesi gerekiyordu, çünkü sitelerin sunucularda bulunduğunun sır olacağı birine "sistem yöneticisinin" kim olduğunu söylemek büyük bir suçtur. yine de bir zevk.
Bu ilginç bir ikilem yaratıyor. Kendi çalışanlarınız için bir Java programcısı, sistem yöneticisi veya düzen tasarımcısı olabilirsiniz, ancak diğerleri için siz bir “programcısınız”. Bir "programcı" olduğunuzu öğrenen arkadaşlarınızın sevinçle "torunum da bir programcı" demesi özellikle sevindirici. Doğal olarak torunun uygulamalı bir programcı olması önemli değil ve bir fırıncı ile bir nörolog arasındaki kadar çok ortak noktamız var. Bu aile ilişkileri özellikle sevindirici: "Annesinin kuzeninin ikinci kuzenine derslerinde yardım etmedi ama aynı zamanda programcı olmak için de başvurdu." Elbette, "programcı" tamamen farklı yönleri genellemez, ancak bunlar işbirliği için kurulmuştur - bir web geliştiricisi, uygulama programcısının kendisi için yazacağı şey hakkında bir şeyler yazabilecektir, ancak bu, bunların birbirinin yerine geçebileceği anlamına gelmez. . Bunu akrabalarıma ve arkadaşlarıma dürüstçe açıklamaya çalıştım, hatta JavaScript'in ne olduğunu açıklamaya çalıştım, ama ne yazık ki konuşmanın sonunda yüzleri çok belirsiz bir şekilde "Hiçbir şey anlamadım ama" ruhuyla bir şeyler aktardı. bu muhtemelen harikadır.
Bu sorun nasıl çözülür? Kendi başına - mümkün değil. Bu sorun iki şekilde çözülebilir: nüfusun teknik okuryazarlığını artırarak (bu pek olası değildir, çünkü programcı olmayanların tümü programcının ne olduğu umurunda değildir) ve mesleğinizi "programcı" dışında bir şey olarak tanımlayarak. İnsanlar alanlar arasında ayrım yapmaya başladığında - web geliştiricisi, uygulama programcısı, sistem yöneticisi, bilgi uzmanı. güvenlik vb., en azından çoğu programcının hayatındaki en sinir bozucu olay olan “tyzhprogramcı” sendromu artık var olmayacak. Profesyonel programlamayı en azından tıp düzeyine getirmek fena olmaz. Elbette orada da çok sayıda "tyzhdoctor" var, ancak en azından çoğu, tanıdıkları nöroloğun, bu konuda ihtiyaç duyduğu bilgi katmanını bilmesine rağmen, kalbin yapısı konusunda özellikle bilgili olmadığını anlıyor. Yani, insanların en azından önemli bir kısmı, bir web geliştiricisi olarak yanmış bir anakart konusunda onlara gerçekten yardım edemeyeceğinizi anladığında, hayat biraz daha kolaylaşacaktır.
Not: Gönderi bir şikayet ya da yardım talebi değil, sadece yüksek sesle akıl yürütmedir. Bu konu hakkında görüşlerini yorumlarda bırakanlara teşekkür ederim.
Merhaba. Yaroslav Samoilov temas halinde.
Bugün size ilk buluşmada sıklıkla sorulan bir soruyu nasıl doğru cevaplayacağınızı anlatmak istiyorum: nerede çalışıyorsunuz?
Nerede çalışıyorsun?
Önemsiz bir soru gibi görünebilir. Geçimini nasıl sağladığını bilmek istiyor. Ne olmuş?
“Kendi işim var” ya da “Ben yönetmenim falan falan” gibi gösterişli bir cevap verirseniz paranıza önem veren erkeklerin ilgisini çekeceksiniz.
Unutmayın, ne pahasına olursa olsun herhangi bir erkeği etkilemek amacınız değildir.
İlk randevuda
Önünüzde kimin olduğunu veya onuncu yolda kimin kaçınılması gerektiğini belirlemek önemlidir. Şimdi size “Nerede çalışıyorsunuz?” sorusunun cevabını kullanarak bunu nasıl yapacağınızı anlatacağım.
İş yeri sorusuna doğru cevap
Liderlik pozisyonunuz olsa veya başarılı bir iş kadını olsanız bile bununla övünmemeli veya övünmemelisiniz.
Üstelik gelir durumu böyleyse telafi etmemelisiniz.
Sakince, nazikçe, meydan okumadan. Bu durumda erkeğin tepkisine dikkatlice bakmanız gerekir.
Bir erkeğin kötü tepkisi
Evet, böyle bir cevaptan sonra adamın gözlerinin kızarması, boynundaki damarların şişmesi ve kulaklarından buhar çıkması ihtimali var.
Çünkü bir kadın nasıl çalışmaz?
Ne de olsa annesinin, ailenin geçimini sağlamak için üç işte çalışan güçlü bir kadın olduğu bir ailede büyüdü. Ve pancar çorbası pişirmeyi başardı. Ve işte sana - "Ben çalışmıyorum".
“Bu nasıl bir kadın? Bir araya gelirsek ona destek olmam mı gerekecek? Hayır, bu böyle gitmeyecek."
Hatta böyle bir adam, aldığı bilgiyi "sindirdikten" sonra şöyle bir şey bile söyleyebilir: "Yani çalışmıyor musun? Bu nasıl? Neyle yaşıyorsun?” Neredeyse kolay erdeme sahip bir kız olman seni rahatsız edebilir.
Genel olarak ihtiyacınız olanın bu olmadığını hemen anlayacaksınız.
Eğer bir erkek, bir kadının bağımsız olması ve kendi geçimini sağlaması gerektiğine inanıyorsa, onu ikna etmeye çalışmasına ve kesinlikle onunla tartışmasına gerek yoktur. Açık oldukları için kibarca teşekkür edin ve gidin.
Bu nedenle tepki sakin olacaktır. Yüzde herhangi bir şişkin göz veya şaşkınlık ifadesi olmayacaktır.
Evet, tamamen resmi olarak açıklığa kavuşturabilir: "Peki, ne yapıyorsun?" Buna şöyle cevap verebilirsiniz: "Eh, kendime iyi bakıyorum", "Bir hobim var", "Serbest çalışıyorum." Yine de bu onun için o kadar önemli olmayacak.
Bu onun değerli bir adam olduğunun ilk işareti olacak. Yeterince kazanan veya bunun için çabalayan erkek, kadının bir işi var mı diye endişelenmez.
"Nerede çalışıyorsun" sorusunun cevabı "normal" bir dedektördür
Bu, çok az kişinin bildiği, ilk buluşma için basit ama etkili bir numaradır.
Ama şanslısın. Artık cephaneliğinizde. Bu, bir kez daha "yanlış" adamla ilişkiye girme olasılığının çok daha az olduğu anlamına gelir.
İlk "kötü" seçenekte anlatılan zihniyete sahip fakir insanlarla randevularda sık sık karşılaşıyorsanız, belki de onları nasıl çekebileceğinizi düşünmeniz gerektiğini hatırlatmama izin verin.
Yaroslav Samoilov'un en ilginç makaleleri:Ancak parayla başlayalım. "Aşağılık metal" hakkında ne kadar küçümserseniz küçümseyin, işçilerin %77'si kendilerini en iyi motive eden şeyin iyi ücret olduğunu kabul ediyor. Ancak kazanılan paranın bizim için önemi bununla bitmiyor.
İlginç olan, emek gelirinin bizim için başka bir şekilde elde ettiğimiz paradan farklı bir "değere" sahip olmasıdır. Psikolog Anna Fenko şöyle açıklıyor: "Modern Batı kültürü, kaynağına bağlı olarak "kutsal" para ile "kutsal" parayı birbirinden ayırıyor." "Örneğin, beklenmedik bir piyango, miras, ücret veya ikramiye, genellikle günlük ihtiyaçlara değil, özel eşyaların veya olağandışı deneyimlerin satın alınmasına harcanan "özel" para olarak kabul edilir."
Aynı zamanda kazandığımız “küfürlü” paralar da tuzaklara dönüşebiliyor. Bunlardan en tipik olanı, kazancımızın başarının bir ölçüsü olduğuna inanmamızdır. Bu aslında aldığım miktarların ne kadar değerli olduğumu gösterdiği anlamına geliyor.
Psikoterapist ve iş koçu Natalya Tumashkova, "İnsanlar genellikle kendilerini yaptıkları işle özdeşleştiriyorlar" diyor. - Bu, çocuklukta çocuğa şöyle söylendiğinde ortaya konur: “Bunu neden yaptın? Sen kötüsün! Ve şunu öğreniyor: Yaptıklarımın değerlendirilmesi, kişiliğimin değerlendirilmesidir.”
Dünyaya iz bırakmak için çalışıyoruz
Filozof Hannah Arendt bir zamanlar iki tür çalışmayı tanımlamıştı. Bunlardan biri yaşamı sürdürmek için gereklidir ancak böyle bir çalışma sürecinde uzun süre kalacak bir şey üretmiyoruz. Bu tür, yemek pişirmeyi, çamaşır yıkamayı, temizlemeyi ve insana özgü hiçbir şeyin olmadığı diğer günlük endişelerimizi içerir ve bu nedenle bu durumda bir kişi, bir hayvan işçisi, "çalışan bir hayvan" gibi davranır. İnsanlığın her zaman daha çok değer verdiği ikinci iş türü ise bardaktan sandalyeye, evlerden köprülere, uçaklara kadar etrafımızı saran nesnelerin üretimidir.
"Yaratıcı adam" artık ürettiği şeye dokunamaz, bu nedenle ellerinin eserinden keyif alması zordur.
Doğanın kucağında yaşamıyoruz, etrafımız kendi ellerimizle yarattığımız nesnelerle çevrili. Bu nesnelerin birikimi dünyamızı yaratır ve ona kalıcılık kazandırır. Bir insanı insan yapan yaratılıştır - Arendt onu homo faber, yani "yaratıcı kişi" olarak adlandırır. Bugün bu en yüksek çalışma türü - yaratıcı çalışma - hızla aşınıyor. Elleriyle hiçbir şey yapmayan, yalnızca konuşan ve klavyeye dokunanların sayısı giderek artıyor. Finansörler, sigortacılar, programcılar, danışmanlar böyle çalışır... Hepsi bilgi akışlarını üretir, işler ve yönlendirir.
Sonuca ulaşmak çok fazla bilgi, çaba, yaratıcılık ve irade gerektirir, ancak bu tür emeğin meyveleri geçicidir, dünyada kalmaz ve ona istikrar vermez. "Yaratan adam" artık ürettiğine dokunamaz, bu nedenle ellerinin eserinden keyif alması zordur. Belki de orta yaştaki pek çok profesyonelin el emeğine özlem duymasının, ekmek pişirmenin, bulaşık boyamanın veya kendi çiftliğini kurmanın hayalini kurmasının nedeni budur...
Gelişmek istiyoruz
Ancak modern dünyada kendini gerçekleştirme giderek daha önemli hale geliyor. Bu kelime çok uzun zaman önce kullanılmaya başlandı ve farklı insanlar ona farklı anlamlar veriyor. İlginç, favori bir işle bağlantılı mı? Yüksek profesyonellik mi? Yaratıcılıkla mı? Belki de kişinin hayalini gerçekleştirip gerçekleştirmediğine bağlıdır?
Belki diğer taraftan gelip duygularımızla anlatmak daha kolaydır. İçimizdeki potansiyeli ortaya çıkardığımızda, yeteneklerimiz, bilgilerimiz ve becerilerimiz işimize dahil olduğunda kendimizi tatmin olmuş hissederiz. Natalya Tumashkova, "Bu, sizin yerinizde olmak ve yaptığınız işten keyif almak gibi bir duygu" diyor. “Bazen sonuçtur, bazen süreçtir ya da her ikisidir.”
Bizi iş yerinde en çok ne motive eder?
- %77,1 - maaş
- %37,9 - kariyer gelişimi fırsatı
- %37,3 - büyük ölçekli ve ilginç görevler
- %36,5 - şirkette rahat bir atmosfer
- %17,6 - meslektaşların profesyonelliği
- %17,6 - eğitim fırsatları
KELLY şirketine göre, 2014.
Kendini gerçekleştirme, kişinin çalışma, çaba gösterme ve işine yatırım yapma yeteneğini ifade eder. Psikanalist Maria Timofeeva, "Bu tıpkı bir aşk ilişkisinde olduğu gibi: onu inşa etmek için ona yatırım yapmalıyız" diye açıklıyor. - İş için de aynı şey geçerli. Ve bunun için kişinin içsel dolgunluğa ihtiyacı vardır - o zaman yatırım yapacak bir şeyi vardır. Özünde bu libidodur; geniş anlamda, farklı nesnelere yönlendirebileceğimiz sevme kapasitesi olarak anlaşılmaktadır. Bu iç kaynağa sahip olanlar çok ve sıkı çalışabilirler. Ancak öyle bir geri dönüş alıyorlar ki - tatmin, zevk, neşe - bu kaynak kurumuyor, sadece yenileniyor.
Kendini gerçekleştirme, kariyer gelişimini gerektirmez: kariyer yapmak Rusların yalnızca %38'i tarafından motive edici bir faktör olarak görülüyor
Peki ya yaratıcı çalışmanın bize daha fazla tatmin sağladığı klişesine ne dersiniz? Natalya Tumashkova, "Kendini gerçekleştirmenin her zaman yaratıcılıkla ilgili olduğunu düşünüyorum" diyor. - Yalnızca farklı şekillerde oluşturabilirsiniz. Böyle bir benzetme var. Çölde bir gezgin, ağır bir taşı yuvarlayan bir adamla karşılaşır ve sorar: "Ne yapıyorsun?" - “Görmüyor musun, taş itiyorum, acı çekiyorum.” Onun gibi bir başkası ise “Ne yapıyorsun?” - “Ailem için alnımın teriyle kazanıyorum.” Gezginimiz üçüncüyle tanışır ve ona aynı soruyu sorar. Gülümseyerek şöyle diyor: "Bir Tapınak inşa ediyorum." Bu sadece kendini gerçekleştirmeyle ilgili.”
Yani kendini gerçekleştirme mutlaka kariyer gelişimi gerektirmiyor: kariyer yapmak Rusların yalnızca %38'i tarafından motive edici bir faktör olarak değerlendiriliyor.
Sergei, "Çok geçmeden öğretmen olarak çalıştığım 20 yılı doldurdu" diyor. - Bana birden fazla baş öğretmen olmam teklif edildi ve sonra - kim bilir - belki de müdür pozisyonuna yükselirdim. Ama idari işlerden nefret ediyorum. Benim işim öğretmek. Çocuklarla tam bir profesyonellikle çalışmak imkansızdır; donup kalmanıza izin vermezler, sizi sürekli aramaya ve denemeye zorlarlar. Her yeni derste kendimde yeni bir şeyler keşfediyorum.”
Yeni şeyler öğrenmek, kendinizi daha iyi tanımak, yeteneklerinizi genişletmek, ustalığınızın farkına varmak ve aynı zamanda hala gelişmeye yer olduğunu hissetmek - genel olarak bu, hayatı dolu dolu yaşamak anlamına gelir.
Tanınmaya ihtiyacımız var
İşyerinde sürekli eleştiri aldığımızı ama hiçbir onay sözü duymadığımızı düşünelim. Eğer çalışmalarımız, bazen çok ciddi olan çabalarımız takdir edilmezse, pes ederiz. Öte yandan, gücümüzün tükendiği, işin en yoğun anında birkaç cesaret verici söz bize sihirli bir şekilde ilham verebilir ve bizi yeni enerjiyle şarj edebilir.
Tanınmak bizim için neden önemlidir? Psikanalist Helen Vecchiali, "En genel anlamda tanınma, başkaları için önemli olduğunu hissetmeye yönelik derin, tanıdık arzumuzu tatmin eder" diyor. "Bu, grubun tam üyeleri olduğumuzu, bütünün bir parçası olduğumuzu doğruluyor, üstelik kamuoyu tarafından tanınmadan, öz saygının imkansız olduğu ortaya çıkıyor."
Ancak özgüven o kadar basit değil. Natalya Tumashkova, "Tanınma, bunu hak ettiğinizi kendiniz bildiğinizde, benlik saygısı üzerinde çalışacaktır" diye uyarıyor. - Hak edilmemişse etkisi tam tersi olabilir. Ve son olarak, eğer kendinize değer vermezseniz, özellikle patronlardan gelen övgüler uyuşturucuya dönüşebilir ve gittikçe daha fazla doza ihtiyacımız olur.”
Ne kadar yaratıcı, becerikli ve akıllı olduğumuzla değil, işimizin işe yarayıp yaramadığıyla ilgilenmeliyiz.
Maria Timofeeva, övgüye bağımlılığın yüzyılın bu hastalığı olan narsisizmimizi gösterdiğine inanıyor.
“Her zaman kendi değerlendirmemize güvenemeyiz. Teorik olarak ne kadar harika, yaratıcı, becerikli ve akıllı olduğumuzla değil (bunun arkasında gurur ve kibir yatar), işimizin işe yarayıp yaramadığıyla ilgilenmeliyiz. Bu durumda kendi değerlendirmemize güveniyoruz ve övgüden değil, emeğimizin meyvesinden keyif alıyoruz.”
Ancak takdir edilen biz değilsek, ancak güzelliği, kullanışlılığı, özgünlüğü veya "işimizin" standartlarına tam uyumu takdir ediliyorsa, ilerlemek için bu başarıya her zaman güvenebiliriz.
Ortak şeyler yapmayı seviyoruz
Meslektaşlarımızla, ailemiz ve arkadaşlarımızla olduğundan daha az (ve bazen daha fazla) zaman geçirmiyoruz. İyi bir takımı kaderin bir hediyesi olarak görmemiz şaşırtıcı değil. Sevinçleri ve sorunları paylaşabilir, gerekli desteği ve yardımı alabiliriz. Natalya Tumashkova, "Meslektaşlarımız referans grubumuzdur" diyor. “İşte bu yüzden onlardan aldığımız geri bildirimler çok önemli.”
Zamanında kalkmak, işe gitmek, meslektaşlarınızla iletişim kurmak - tüm bunlar insanları destekler çünkü onlara bir tutarlılık duygusu verir.
Çalışmak aynı zamanda iyidir çünkü kendimizden daha büyük bir şeye ait olduğumuzu hissetmemizi sağlar: bir mesleğe, bir ekibe, ulusal öneme sahip sorunları çözmeye veya geleceği değiştirecek bir araştırmaya. Bazılarımız rekabet edecek biri varsa daha verimli çalışırız.
“Bu insanlar bir bakıma rakiplerinden enerji alıyorlar. Rakip yok ve iş ilginç değil. Sonuçta zamanla rekabet etmek güçlü bir rakiple rekabet etmekten daha zordur” diye açıklıyor Natalya Tumashkova.
Ekip çalışmasında sinerji etkisi (bütünün parçaların toplamından büyük olması) ortaya çıkar. Beyin fırtınası, fikir alışverişinde bulunduğumuzda ve birlikte yeni bir şey bulduğumuzda, birlikte yaşadığımız ortak zaferler veya yenilgiler - bunların hepsi çok değerli olan güçlü kolektif duygulardır.
Tutarlılık duygusu bizim için önemlidir.
Ve son olarak işe gitmek bizim için çok önemli. En azından öz disiplin konusunda zorluk yaşayanlarımız için.
Maria Timofeeva, "Zamanında kalkmak, kendini toparlamak, işe gitmek, öğle yemeğinde meslektaşlarıyla sohbet etmek - tüm bunlar insanları büyük ölçüde destekliyor çünkü onlara bir istikrar duygusu veriyor" diye açıklıyor. - İşe gitme ihtiyacı hayatımızın işleyişini başlatır. Evden çalışırken kendinizi organize etmek çok fazla enerji gerektirir. Ve burada her şey zaten senin için yapıldı.
Belki birisi uzaktan çalışmanın yakın gelecekte bizi bu avantajlardan mahrum bırakacağını düşündü? Natalya Tumashkova, "İnternet nasıl gelişirse gelişsin, meslektaşlarla da dahil olmak üzere yüz yüze iletişimin yeri doldurulamaz" diyor. “Aksi halde neden Skype'ı buldunuz?”
