Bize kötü davrananları neden sevmeye devam ediyoruz? Şarkı sözleri (şarkı sözleri) KIZARU - Bunun için çok gerçek. Başarısızlıktan ne kadar korkarsak, başarısız olma ihtimalimiz de o kadar artar.

Yaşamın ekolojisi. İnsanlar: İnsanları kızdırmanın birçok yolu vardır ve bunların çoğu herhangi bir çaba gerektirmez. Sosyal ağlarda ne yaptığınıza bakmak veya sizinle birkaç saniye sohbet etmek yeterlidir.

İnsanları kızdırmanın pek çok yolu vardır ve bunların çoğu herhangi bir çaba gerektirmez. Sosyal ağlarda ne yaptığınıza bakmak veya sizinle birkaç saniye sohbet etmek yeterlidir. İnsanları uzaklaştıran en yaygın nedenlerden bazılarını seçtik ve bu tür durumlardan nasıl kaçınılacağını açıkladık. Okuyun; tanıdık geliyor mu?

Ancak araştırmalar, sosyal medyada çok fazla fotoğraf yayınlamanın insanlarla ilişkilerinize zarar verebileceğini gösteriyor. Bu çalışmalardan birinin yazarı, "İnsanlar - yakın arkadaşlarınız ve aileniz olmadığı sürece - sürekli kendi fotoğraflarını paylaşanları pek kabul etmiyorlar" diyor. Özellikle ailenizle çok fazla fotoğrafınızın olması arkadaşlarınızdan hoşlanmaz, arkadaşlarınızla çok fazla fotoğrafınızın olması da akrabalarınızdan hoşlanmaz. Bu yüzden fotoğraflara dikkat edin; hem ilişkiyi güçlendirebilir hem de ona darbe indirebilirler.

2. Sosyal ağlarda çok fazla veya çok az arkadaşınız var

Bir çalışmanın yazarları katılımcılardan hayali sosyal ağ kullanıcılarının profillerini derecelendirmelerini istedi. Bu 2008 yılındaydı ve sonrasında ideal arkadaş sayısının 300 civarında olduğu ortaya çıktı (ortalama araştırmaya katılanların sayısı yaklaşık olarak bu kadardı). Kullanıcı yaklaşık 100'e sahip olduğunda, aldı düşük derecelendirme(birçok kullanıcı ondan hoşlanmadı) ve 300'den fazla arkadaşı olduğunda da benzer bir durum ortaya çıktı. İlginç bir şekilde, insanlar bir profili arkadaş sayısına göre değerlendirdiklerinin farkında değillerdi - sadece bu kişiyi sevdiklerini veya sevmediklerini söylediler.

Bir sosyal ağda ortalama 1000 arkadaşı olan bir grup insana baktığınızda ideal sayının bu bin olduğunu görürsünüz. Ancak son araştırmalar ortalama bir sosyal ağ kullanıcısının 338 arkadaşı olduğunu gösteriyor.

3. Kişisel bir konu hakkında çok erken konuşuyorsunuz.

İnsanlar genellikle gizli bir şeyi paylaştıklarında birbirlerinden daha çok hoşlanırlar. Ancak psikologlar, bir kişiyle henüz ilişki kurarken bazı özel bilgileri açığa çıkarmanın, güvensiz olduğunuz izlenimini verdiğini ve insanları sizden uzaklaştırdığını söylüyor. İletişim kurmak önemlidir kişisel seviye, ama çok kişisel değil. Illinois Üniversitesi'nden Susan Sprecher'in araştırmasının gösterdiği gibi, hobileriniz ve favori çocukluk anılarınız hakkında konuşmak sizi daha sıcak ve daha keyifli gösterebilir.

4. Başkalarına sorular soruyorsunuz ama kendiniz hakkında hiç konuşmuyorsunuz.

Susan Sprecher'in aynı araştırması, ayrıntıları paylaşmanın önemli olduğunu gösteriyor Kişisel hayat karşılıklıydı. Bazı özel bilgiler karşılığında karşılık vermezseniz insanlar bundan hoşlanmaz. Yazarlar, "Utangaç veya güvensiz insanlar dikkati kendilerinden uzaklaştırmak için sorular sorsa da araştırmamız bunun iyi bir ilişki kurma stratejisi olmadığını gösteriyor" diye yazıyor.

5. Profil fotoğrafınız çok yakın çekim

LinkedIn'deki profiliniz yüzünüzü kameraya çok yakın gösteriyorsa, bu fotoğrafı değiştirmek daha iyidir. Araştırmalar, 45 santimetre mesafeden fotoğrafı çekilen kişilerin, 135 santimetre mesafeden fotoğrafı çekilen kişilere göre daha az çekici, yetkin ve güvenilir algılandığını gösteriyor.

6. Duygularınızı gizliyorsunuz.

Araştırmalar bunun kötü bir ilişki stratejisi olduğunu gösteriyor. Bir çalışmada insanlara aşağıdaki sahneler gösterildi: ünlü filmler ve ya duyguları dizginlemeleri ya da açıkça ifade etmeleri istendi. Daha sonra bu kişilerin videolarını diğer çalışma katılımcılarına gösterdiler ve onlara videodaki kişilerle arkadaş olmanın ve onları değerlendirmenin ne kadar keyifli olacağını sordular. Duygularını bastıranlar, duygularını doğal olarak ifade edenlere göre daha az uyumlu, daha az dışa dönük ve daha az uyumlu olarak değerlendirildi.

Araştırmacılar bunun, yukarıda tartıştığımız karşılıklılık fikriyle ilgili olduğuna inanıyor: “Birisi duygularını gizlediğinde, bu onun yakınlığa ilgisizliği olarak algılanabilir, sosyal Destek, ortak faaliyetler."

7. Çok nazik davranıyorsun

Fedakarlığın yeni arkadaşlar kazanmanıza yardımcı olduğunu düşünebilirsiniz, ancak araştırmalar aksini söylüyor. 2010 yılında Washington Üniversitesi'ndeki bilim adamları, çalışma katılımcılarına bir kafede saklanabilecek veya öğle yemeği için değiştirilebilecek puanlar verdi. Katılımcılara, dördü "bitki" olmasına rağmen beş kişilik gruplar halinde oynadıkları ve puanları başkalarıyla paylaştığınızda tüm grubun nakit ödül alma şansını artırdığı söylendi.

"Sahte" katılımcılardan bazıları çok fazla puan verdi, ancak çoğu gerçek katılımcılar sonunda bu tür insanlarla artık çalışmak istemediklerini söylediler. Bazıları, bu tür bir fedakarlığın arka planına karşı kendilerinin bir şekilde pek iyi görünmediğini söylerken, diğerleri fedakarların bir tür gizli bencil güdülere sahip olduğundan şüpheleniyordu.

Sonuç şu: Her zaman bir toplantıya pizza alıp getirmeyi veya kağıdın sıkıştığı bir yazıcıyla uğraşmayı kabul eden kişi olmamalısınız. Zaman zaman "hayır" demeye değer; sadece nedenini açıklayın.

8. Özeleştiri kisvesi altında kendinizi övüyorsunuz.

Öz eleştirinin arkasına kendinizi övmeyi saklayarak arkadaşlarınızı veya potansiyel işverenlerinizi etkilemeye çalışmayın. Bu gerçekten birçok insanı rahatsız ediyor. Yakın zamanda yapılan bir araştırmada öğrencilerden bir röportajda kendilerini nasıl tanımlayacaklarını yazmaları istendi. ana zayıflık. Katılımcıların %75'inden fazlası mükemmeliyetçi olduklarını veya çok çalıştıklarından şikayetçi olduklarını söyledi.

Ancak bu incelemeleri derecelendiren katılımcılar büyük olasılıkla Kendileri hakkında dürüstçe konuşanları işe almaya hazırdılar ve böyle dürüst insanlar değerlendiriciler tarafından daha çok beğenildi; örneğin, "her zaman düzenli kalmayı başaramadıklarını" yazanlar veya "bazen çok gergin tepkiler verdiklerini" itiraf edenler.

Bir başka akıllı seçenek de doğrudan sizinkiyle ilgili olmayan zayıf yönleriniz hakkında yazmaktır. potansiyel iş: Örneğin, metin yazarlığı pozisyonuna başvuruyorsanız topluluk önünde konuşmaktan korktuğunuzu kabul etmenizde bir sakınca yoktur.

9. Çok gerginsin

Araştırmalar, başkalarını terlettiğinizde başkalarının bilinçaltında sizin hakkınızda olumsuz yargılarda bulunduğunu gösteriyor. 2013 yılında bir araştırmada katılımcılara düzenli olarak kadınların videoları gösterildi. yaşam durumları- işte veya çocuklarla iletişim halindeyken. İzleme sırasında salonda üç tür koku yayıldı: 1) spor aktiviteleri sırasında oluşan ter kokusu; 2) stres sırasında ortaya çıkan ter kokusu; 3) Stresten kaynaklanan ter kokusu, ancak deodorant eklenmiş.

Daha sonra katılımcılardan bu kadınların hak ettikleri yeterlilik, güven ve güven düzeyini derecelendirmeleri istendi. Videonun kahramanları, videoya stresten kaynaklanan ter kokusunun da eşlik etmesiyle en düşük reytingleri aldı. Deodorant daha fazlasını verdi yüksek notlar. Bu yüzden heyecandan terlemeye yatkınsanız deodorant kullanmaktan çekinmeyin. yayınlanan

Bize katıl

Mark Manson

İşte tuhaf bir şekilde işe yarayan 20 paradoks.

1. Başkalarının bir özelliğinden ne kadar hoşlanmazsak, kendimizde de o özellikten kaçınma olasılığımız o kadar artar.

Ünlü psikiyatrist Carl Gustav Jung, başka insanlarda bizi rahatsız eden niteliklerin aslında kendimizde inkar ettiğimiz niteliklerin bir yansıması olduğuna inanıyordu. Örneğin kilosundan memnun olmayan insanlar her yerde tombul insanları fark edeceklerdir. Maddi sıkıntı yaşayan insanlar da çok kazananları eleştirecek. Sigmund Freud buna yansıtma adını verdi. Çoğu kişi buna basitçe "pislik olmak" derdi.

2. Kimseye güvenmeyen insanların kendileri de güvenilir değildir.

İlişkilerde sürekli kendini güvensiz hisseden kişilerin, ilişkileri kendilerinin baltalama olasılıkları daha yüksektir. Sonuçta çoğu zaman önce başkalarına zarar vererek kendimizi acıdan korumaya çalışırız.

3. İnsanları ne kadar etkilemeye çalışırsak, bizden o kadar az hoşlanırlar.

Kimse çok çabalayan birini sevmez.

4. Ne kadar sıklıkla başarısız olursak, başarılı olma ihtimalimiz o kadar artar.

Edison başarılı bir lamba icat etmeden önce 10.000'den fazla akkor lamba üretti. Ve muhtemelen daha birçok benzer hikaye duymuşsunuzdur. kendimizi düzelttiğimizde ve geliştiğimizde gelir ve başarısız olduğumuzda kendimizi düzeltmemiz gerekir.

5. Bir şeyden ne kadar korkarsak onu yapma olasılığımız da o kadar artar.

Gerçekten yaşamı tehdit eden durumlar dışında, savaş ya da kaç içgüdümüz genellikle geçmiş travmalarla ya da bizi rahatsız eden eylemlerle karşılaştığımızda devreye girer. Örneğin, genellikle çekici bir kişidir ve iş isteyen birini ararım, topluluk önünde konuşurum, kendi işimizi kurarız, tartışmalı görüş, birine karşı tamamen dürüst ol.

6. Ölümden ne kadar korkarsak hayattan o kadar az keyif alırız.

Anaïs Nin'in yazdığı gibi: "Hayat, cesaretinizle orantılı olarak daralır ve genişler."

7. Ne kadar çok öğrenirsek, ne kadar az bildiğimizin farkına varırız.

Her bir şey öğrendiğimizde yeni sorularımız olur.

8. Başkalarını ne kadar az önemsersek, kendimizi de o kadar az önemseriz.

Görünüşe göre tam tersi olması gerekiyor. Ancak insanlar kendilerine nasıl davranıyorlarsa başkalarına da öyle davranırlar. Başkaları için bariz olmayabilir ama başkalarına karşı zalim olan kişiler genellikle kendilerine karşı da zalimdirler.

9. Ne kadar çok sosyal imkanımız olursa, kendimizi o kadar yalnız hissederiz.

Artık çok daha fazlasına sahip olsak da farklı araçlar iletişim için, son on yıllar araştırmacıların gelişmiş ülkelerdeki notları artan seviye yalnızlık ve depresyon.

10. Başarısızlıktan ne kadar korkarsak, başarısız olma ihtimalimiz de o kadar artar.

Buna aynı zamanda kendini gerçekleştiren kehanet de denir.

11. Ne kadar çok denersek, görev o kadar zor görünecektir.

Bir şeyin zor olmasını beklediğimizde, çoğunlukla bilinçsizce onu daha da zorlaştırırız.

12. Bir şey ne kadar ulaşılabilir olursa, bize o kadar az çekici gelir.

Bilinçaltımızda nadir olanın daha değerli, bol olanın ise daha düşük olduğuna inanırız. Bu yanlış.

13. Biriyle tanışmanın en iyi yolu kimseyi aramamaktır.

Genellikle kendimizle mutlu olduğumuzda ve mutlu olmak için başkasına ihtiyaç duymadığımızda diğer yarımızı buluruz.

14. Eksikliklerimizi ne kadar çok kabul edersek, o kadar çok insan bunlara sahip olmadığımızı düşünür.

O kadar da iyi olmadığımız gerçeğiyle rahat olduğumuzda, başkaları bunu bir erdem olarak görür. Bu, kırılganlığın avantajlarından biridir.

15. Birine ne kadar tutunmaya çalışırsak onu o kadar uzaklaştırırız.

Bu kıskançlığa karşı güçlü bir argümandır: Duygular veya eylemler yükümlülüğe dönüştüğünde anlamsız hale gelirler. Partneriniz hafta sonları yanınızda olmak zorunda hissediyorsa, birlikte geçirilen zamanın hiçbir değeri kalmıyor.

16. Ne kadar çok tartışırsak muhatabımızı ikna etme şansımız o kadar azalır.

Çoğu duygulara dayalıdır. Katılımcılar birbirlerinin fikrini değiştirmeye çalıştıkça daha da alevleniyorlar. Bir tartışmanın objektif olabilmesi için her iki tarafın da kendi algılarını bir kenara bırakıp yalnızca gerçekleri ele alma konusunda anlaşması gerekir (ve bu çok az kişinin başarabildiği bir şeydir).

17. Ne kadar çok seçeneğimiz olursa, verdiğimiz karardan o kadar az tatmin oluruz.

Bilinen seçim paradoksu bu şekilde kendini gösteriyor. Seçeneklerimiz çok olduğunda fırsat maliyetlerimiz (belirli bir seçim yaparak kaybettiklerimiz) de artar. Bu nedenle sonuçta verdiğimiz karardan pek memnun değiliz.

18. Haklı olduğumuza ne kadar inanırsak o kadar az biliriz.

Bir kişinin diğer bakış açılarına ne kadar açık olduğu ile bir konuyu ne kadar bildiği arasında doğrudan bir ilişki vardır. İngiliz matematikçi ve filozof Bertrand Russell'ın dediği gibi: "Ne yazık ki dünya böyle işliyor: Yavaş zekalılar kendilerine kesin olarak güveniyorlar, akıllılar ise şüphelerle dolu."

19. Emin olabileceğiniz tek şey, hiçbir şeyden emin olamayacağınızdır.

Ne kadar direnseniz de bunu kabul etmeniz çok önemli.

20. Değişmeyen tek şey değişimdir.

Bu da çok derin görünen ama aslında hiçbir şey ifade etmeyen klişe sözlerden bir tanesi. Ancak bu onu daha az sadık yapmaz!

Çocukluktan itibaren bir partnerle davranış modelleri getiriyoruz. Son derece basit bir şekilde ifade etmek gerekirse, bir çift olarak ebeveynlerimizle kurduğumuz ilişkiyi yeniden ürettiğimizi söyleyebiliriz. Çocukların, kendilerini döven, yalnız bırakan ya da aşağılayan ebeveynlerine karşı tutumlarının araştırılması, Amerikalı psikolog David P. Celani, bu çocukların, kendisinin önerdiğinin aksine, sağduyu- bu ebeveynlere çok bağlıydılar. Neden?

Bağımlılığın kökenleri

Ebeveynle iletişim kuran çocuk yavaş yavaş "içe yansıtır", yani davranış biçimlerini, tepkilerini, tepkilerini emer ve özümser. farklı durumlar. Bir ebeveyn çocuğunu teselli ederse, çocuk eninde sonunda kendini teselli etmeyi öğrenecektir. Ve artık bir ebeveyne ihtiyaç duymayacak ya da en azından ona bu kadar çok ihtiyaç duymayacak.

Aslında bu, çocukların sonunda kendi hayatlarını kurmaları için adım adım bağımsızlık kazanmalarını sağlar. yetişkin hayatı ve diğer insanlarla eşit ilişkiler kurun.

Sevgiden yoksun insanlar, özellikle umursamadan herkese yapışırlar. insan özellikleri ortakları

Peki ya ebeveyn çocuğa kötü davranırsa? Çocuk kendine kötü davranacaktır. Paradoksal olarak bu durum onu ebeveynine daha da güçlü bir şekilde bağlıyor. Oluşturmadan iç kaynaklar(materyal eksikliği nedeniyle), böyle bir çocuk her zaman dışarıya bağımlı olacaktır.

Yazar, "Yetişkinler olarak, daha önce sevgisiz olan bu insanların, partnerlerinin insaniliğini özellikle umursamadan, büyük olasılıkla herkese tutunma olasılıkları yüksektir, çünkü terk edilme korkusu çok büyüktür" diye yazıyor.

Ancak görünen o ki bir yetişkinin, bir çocuğun sahip olmadığı bir seçeneği var. Çocuğun başka ailesi olmadığı için kötü ebeveyninden uzaklaşamaz. Oysa bir yetişkin birçok insan arasından seçim yapabilir.

Ne yazık ki böyle bir kişinin seçim olasılığı sadece bir görünüştür. Çünkü seçim yapabilmek için bir seçim kriterine, ne istediğinize dair bir fikre ihtiyacınız var. Ancak bu, yetersiz koşullarla büyüyen bir yetişkinin fikridir. iyi ebeveynler umutsuzca çarpıtılmış.

Aşkı aramak

Bize kötü davranan birine geri dönmemizin nedeni, hiç de acı çekmeye susuzluk değil, çocuklukta gelişen tuhaf bir aşk fikrinin sonucudur.

Çocuk, ebeveynlerin çocuklara nasıl davranması gerektiği konusunda hiçbir şey bilmiyor. Sadece ailesinin ona nasıl davrandığını biliyor. Ve böyle bir tutum onun için sevginin standardı haline gelir.

Aşk normalden “ücretsiz” alındı gelişmiş kişilik, öyle algılanmıyor, yabancı bir şey gibi görünüyor

“Yoksun bir çocuk için aşk, çelişkili duyguların karmaşık bir bileşimi gibi görünüyor ve hiç de doğrudan bir duygu değil. seven insan sizi kabul ediyor ve takdir ediyor. David P. Selani, tam tersine, normal gelişmiş bir kişiden "bedava" alınan sevginin bu şekilde algılanmadığını, yabancı bir şey gibi göründüğünü, "aşkın" onun zihninde ne anlama geldiğiyle hiçbir ortak yanı olmadığını açıklıyor.

En kötü ebeveynler bile zaman zaman çocuklarına duygusal bir ilgi gösterirler. Ve "merhem fıçısı" içindeki bu "bal kaşığı" belirleyici oluyor.

Ebeveyne ulaşmayı sağlarken aynı zamanda çocuğun bu sempati ve öfke karışımını “doğru tatlım” olarak algılamasını sağlar. Büyürken başka ilişkiler bulamıyor çünkü onları aramıyor, onları nasıl tanıyacağını bilmiyor.

Zayıf "Ben"

Bir çocuk anne ve babasını terk edemez. Onlar onun yaşam kaynağıdır. Onlardan vazgeçmek hayattan vazgeçmek gibidir. Fakat öfkenin ve soğukluğun kendisini beklediği düşüncesine nasıl dayanabilir? Ona ne oluyor?

Öncelikle kendisini suçlu görüyor ve ebeveynlerinin davranışlarının sorumluluğunu üstleniyor. Onlar kötü değil ama “Ben kötüyüm.” Benzer şekilde şiddete maruz kalan kadınlar da saldırıyı kendilerinin kışkırttığını anlatıyor. Çoğunlukla suçlayan partner onların suçluluk duygusu "yaratmalarına" yardımcı olur; bu, ebeveynlerin çocuklarına onları kendi iyilikleri için cezalandırdıklarını söylemelerine benzer.

Acı çeken kişi gerçeği görmeyi kesinlikle reddeder ve bunu dile getirmeye cesaret eden herkese kızar.

İkincisi, çocuk belki bugün babanın ayık geleceğini ve annesinin şefkatli olacağını hayal eder ve umar. Bu düşünceler aynı zamanda çok hoştur çünkü bu dönemde kendisini “iyi”, nazik bir tavrı hak eden biri olarak algılamaktadır.

Çocuk, ebeveynin imajını yardımla tamamlamaya alışır. aktif hayal gücü- ama bu işin kendisi onun farkındalığından gizlenir; bunu ne yaptığını bile bilmeden gerçekleştirir.

Sonuç olarak kendisi hakkında tek ve bütünsel bir fikre sahip değildir. “Ben kimim?”, “Ne istiyorum?” sorularına cevap veremez.

Büyüdüğünde “ben”indeki boşlukları dolduracak bir ortağa ihtiyacı var. Dolayısıyla partneriyle arasında her ikisine de zararlı olsa da çok güçlü bir bağ kurulur.

Aynı nedenle, acı çeken kişi gerçeği görmeyi kesin bir dille reddeder ve bunu dile getirmeye cesaret eden herkese öfkelenir.

Bu nedenle yetişkin çocuklar, kendilerinden ayrı yaşasalar bile, onlara destek ve sevgiyi reddeden ebeveynlerinin yanına sık sık tekrar tekrar gelirler.

Değişimin yolu

Partnerinden ayrılma göreviyle karşı karşıya kalan herkesin "kendinin annesi" olmayı ve iyi, nazik, rahatlatıcı bir "anne" olmayı öğrenmesi gerekir.

En başarılı terapötik süreçte, yok edilen benlik imajının yeniden onarılması üç ila beş yıl sürebilir.

“Anne-babasının özen ve ilgisinden mahrum kalmayan bir çocuk, büyük koleksiyon gelecekte güvenli bir şekilde keşfetmesini sağlayacak olumlu anılar Dünya. Bir çocuk ne kadar çok içsel güven biriktirirse, kendisini annesinden farklılaştırmaya o kadar istekli olacaktır," diye yazıyor David Selani.

Peki bundan mahrum kalan biri nerede olumlu deneyim yaşayabilir? Bu gerçekten zor bir iştir.

Amerikalı psikolog, en başarılı terapötik süreçte hastanın yok edilen benlik imajını onarmanın ve ona gerçek suçluyla ve ayrılma düşüncesiyle yaşadığı sevmeme korkusuyla yüzleşmeyi öğretmenin "üç ila beş yıl sürebileceğini" belirtiyor. .

Bir kadının, kendisini yargılamayan, ona yardım etmeye çalışan, kabullenici bir psikoterapist imajını bilincine yerleştirmesi gerektiğini vurguluyor. Gelecekte kendisi de kendine bu şekilde davranabilecek.

Kız arkadaşınız istismara uğruyorsa

Yakınımızdaki insanlara kötü davranıldığını görmek bizi üzüyor. Onlara yardım etmek istiyorum. Ancak yardımın etkili olabilmesi için bazı özellikleri dikkate almakta fayda var.

Ne yapalım?

Destek. Bir kişiye kötü davranıldığında, özsaygısı (özellikle istikrarsız) zarar görür. Arkadaşınıza, ister görünüşü ister yetenekleri olsun, onda gördüğünüz güzel şeyleri hatırlatın. Dürüst ol. Sadece gerçekten sevdiğiniz şeyler hakkında konuşun.

Cesaretlendirmek. Kendi sorunlarına gömülenlerin ufku daralmıştır. Spor veya yaratıcı aktiviteler, yürüyüşler ve sinemaya gitmek; günlük deneyimin sınırlarını genişleten ve ruh halinizi iyileştiren her şey işinize yarayacaktır. Önerin, davet edin, arkadaşlık edin, arkadaşınızın kendisi için eğlence bulması durumunda onaylayın.

Yeni arkadaşlar bulmanıza yardımcı olun. Fırsat bulursanız arkadaşınızı tanıştırın farklı insanlar, genç ve yaşlı, erkek ve kadın, onun arkadaşlığından keyif alacak. Bu şekilde pek çok insanın özel bir çaba harcamasına gerek kalmadan ona iyi davranabileceğini görebilir.

Bir uzmana danışmanızı tavsiye ederiz. Maalesef, kendi gücüçoğu zaman değiştirmek yeterli değildir zor durum. Sosyal hizmet uzmanı Bir psikolog, sorunun çözümüne yardımcı olacak bir kaynak olabilir. Arkadaşınıza nereye dönebileceğini söyleyin.

Ne yapılmamalı?

İhbar etmeyin. Bir arkadaşa partnerinin eksikliklerini belirtmenin faydası yoktur. Sizden sahtekârlıktan şüphelenecek veya kendisi için dayanılmaz olan bilgiden saklanmanın başka bir yolunu bulacaktır. Eğer kendisi yapıyorsa onu eleştirmeyin veya ona onay vermeyin. Sadece sakince dinleyin ve ona sempati duyduğunuzu bildirin.

Gücenme.Şiddet atmosferinde yaşayanlar güvensiz ve şüpheci olurlar. Onlara yardım etmek isteyenler bile sıklıkla şiddet mağdurlarına kötü niyet atfediyor. Bir arkadaşınız sizin kişisel çıkarınızdan veya kötü niyetinizden şüpheleniyorsa kızmayın veya alınmayın. Onu nazikçe caydırmaya çalışın veya ona gerçekten ne düşündüğünüzü ve hissettiğinizi söyleyin.

Teslim olma. Arkadaşınız yaşadığı psikolojik stres nedeniyle bu sözlerinize kızabilir veya sanki onu incitmeye çalışıyormuşsunuz gibi size saldırabilir. Tartışmayın, sadece onun hakkında ne hissettiğinizi söyleyerek yanıt verin.

İlgi alanlarınızı unutmayın. Kendi sorunları çok olan kişiler, başkalarına karşı her zaman yeterince duyarlı olmayabilirler. eğer içerideysen şu an Meşgulseniz arkadaşınızın bunu kendi başına çözmesini beklemeyin. Ve günün herhangi bir saatinde yardıma gelmek zorunda olmadığınızı unutmayın. İletişim kurmaya hazır değilseniz, bunu açıkça söyleyin ve görüşmeyi veya toplantıyı yeniden planlayın. Kulağa şuna benzer bir şey gelebilir: "Anlıyorum ki ciddi sorunlar ve senin hikayeni duymak istiyorum. Şu anda konuşamam o yüzden konuşmayı başka bir noktaya taşıyalım. Yarın saat ikide sizin için uygun mu?”

[Koro]:

Umurumda değil, bunun için fazla gerçeğim
Sana ihanet edemem, bunun için fazla gerçeğim
Senin gibi olamam, bunun için fazla gerçeğim
Gettoda hareket ediyor, pesoları hareket ettiriyor, koşuyor, koşuyoruz

[Ayet 1, KIZARU]:
Kanun umurumuzda değil oğlum
Yüksekten uçuyoruz oğlum

Kanun umurumuzda değil oğlum
Yüksekten uçuyoruz oğlum
Sadece dilini kaşıyorsun evlat.
Evet, annem zayıfları yetiştirmedi dostum.

Küllerin ve gölgelerin arasından, aynısı
Beyaz orospu çocuğu, sokaklardan geldim
Bu briketlerle sihir yapıyorum ve
Beni yok et dostum, evet ben deliyim

umrumda değil
Bunun için fazla gerçeğim
sana ihanet edemem
Bunun için fazla gerçeğim

Sen kimsin dostum? Sen bir salaksın dostum
Orospunu siktim, siktir git
Evet duydun siktir git
Bu dünyanın cehenneme gitmesine izin ver

Hala tüm gerçeği biliyoruz
Korkuyu severim, dramayı sevmem
Eğer sikişirsen yaralanmaya neden oluruz
Beklemeyi sevmem, hemen severim

Sen meteliksiz bir çocuksun, sen bir korkak çocuksun
Hiçbir şeysin, sıfırsın
Sen savaş alanında tam bir kaltaksın
Ve bunu biliyorum o zaman, yine de

Benimle, siktir et, dışarı çıkanlar
Sessizlik hemen devreye giriyor
Bunu bile yapabiliriz: pow-pow-pow
Prrr, sorun çözüldü

[Koro]:
Umurumda değil, bunun için fazla gerçeğim
Sana ihanet edemem, bunun için fazla gerçeğim
Senin gibi olamam, bunun için fazla gerçeğim
Gettoda hareket ediyor, pesoları hareket ettiriyor, koşuyor, koşuyoruz

[Ayet 2, KIZARU]:
Biliyor musun, evet hoşuna gitti
Nasıl düzgün davranacağımı bilmiyorum
Bir geyik yavrusu olmadan atılan her şey
Hepsini sikeyim, kurallarını sikeyim

Doğru tahmin ettiniz, hepiniz 10 üzerinden 100 puanla atılacaksınız
Kaltak, mikrop, kapa çeneni
Her şeyi sattık, her şey mükemmel
Eskiden çok severdim ama şimdi bir vahşiyim

O beni değiştirdi, ben bir vahşiyim
Bu sürtüklerin canı cehenneme, evet ben bir vahşiyim
Mary Jane sonsuza kadar benimle
Aboneye ulaşılamıyor, hayır, hayır, iletişime geçmeyecek

Kızını aldım, evet, o orospu gerçekten onun pisliğini benim yapmamı istiyor
Nasıl yani dostum? Aşk sandın ama her şey hâlâ tutku
Ama neden cıvatamı emdiğinde bu onun için bir tatildi?
Peki, uçup git, ben zirvedeyim, sen kızgınsın. Kapat çeneni, sen tam bir sıfırsın

Eğer buralı değilsen senin için kolay olmayacak
Bütün adamlarım nakit peşinde
Vazgeçmiyoruz, her şeyi umutla yapıyoruz
Bölgeden uçtum, taze gibi sikildim

Allah aşkına, bakıyor musun? Eşyalarını çıkar
Her şeyi sessizce yap, hadi kaltak, daha hızlı
Hayır, seninle piç olmayacağız
Tahmin ettiniz evet bu bir çete kalkanı

KIZARU şarkısı hakkında - Bunun için fazla gerçek

Kizaru, "Geleceğe Dönüş" başlıklı 11 parçadan oluşan üçüncü tam uzunluktaki yayınını sunuyor. Alıntı: "Herkese merhaba! Bunu ne kadar zamandır beklediğinizi biliyorum, üçüncü solom. Bunu yaratmak için çok zaman ve çaba harcadım. Destekleri ve bana olan inançları için tüm halkıma teşekkür ederim. Başka hiçbir şey olmayacak. en azından benim için aynı." Oleg ayrıca dünya çapındaki hayran kitlesine teşekkür etti. ingilizce dili, çeviri: "Tüm hayranlarıma her şey için teşekkür ederim Küre Desteğiniz ve bana ve müziğime olan inancınız için. Siz olmadan bunu başarmak imkansız olurdu! Tüm yapımcılarıma özellikle teşekkürler: Yung Cortex, Reality Beats, Chaz Guapo, Kid Hazel." Bu albümün Basta'nın plak şirketinin bir üyesi olan Smokey Mo ile tek bir uzun metrajlı film içerdiğini belirtmekte fayda var ve Kizaru son albümü "Lost Tapes"ı yayınladı. "Bu yılın şubat başında.

Ek Bilgiler

Metin KİZARU şarkıları- Bunun için fazla gerçek.
Albüm "Geleceğe Dönüş".
Sürüm etiketi: Perili Aile.
Metnin yazarı: KIZARU|YVN KXX (Oleg Nechiporenko).
Kapak yazarı: Daler Khakimov.
20 Eylül 2018.