Sunumun bireysel slaytlarla açıklaması:
1 slayt
Slayt açıklaması:
2 slayt
Slayt açıklaması:
John Ronald Reuel Tolkien (3 Ocak 1892 - 2 Eylül 1973) - İngiliz yazar, dilbilimci, filolog, en çok Hobbit veya Orada ve Tekrar, Yüzüklerin Efendisi üçlemesinin ve bunların tarihöncesi romanının yazarı olarak bilinir. Silmarillion. Tolkien, Oxford Anglo-Sakson Profesörüydü (1925-1945), İngilizce ve edebiyat (1945-1959). Din gereği bir Katolik olan o ve yakın arkadaşı C.S. Lewis, Inklings edebiyat topluluğunun üyeleriydi. 28 Mart 1972'de Tolkien, Düzenin Komutanı rütbesini aldı. ingiliz imparatorluğu Kraliçe II. Elizabeth'ten. Yazar hakkında…
3 slayt
Slayt açıklaması:
"Yüzüklerin Efendisi" (İngilizce) Allah Yüzüklerin) - roman İngiliz yazar J. R. R. Tolkien, en çok ünlü eser fantastik tür, "Hobbit" kitabının devamı. Yüzüklerin Efendisi şu şekilde yazılmıştır: tek kitap ancak uzunluğu nedeniyle ilk yayınlandığında üç bölüme ayrılmıştı: Yüzük Kardeşliği, İki Kule ve Kralın Dönüşü. Çoğunlukla tek bir kağıt kitapta olmasına rağmen, günümüze kadar üçleme olarak yayınlanmaktadır.
4 slayt
Slayt açıklaması:
5 slayt
Slayt açıklaması:
Kitap kapakları: Yüzüklerin Efendisi (Avrupa versiyonu), Silmarillion, Hobbit, Yüzüklerin Efendisi (Rusça versiyonu).
6 slayt
Slayt açıklaması:
Yaratılışın tarihi Başlangıçta Tolkien, Hobbit'in devamını yazmayı düşünmüyordu (Yüzüklerin Efendisi romanı aslında böyle bir devamıdır). Ancak 15 Kasım 1937'de Hobbit'i yayınlayan yayınevinin sahibi Stanley Unwin ile öğle yemeği yerken Tolkien, başka eserlerini de değerlendirilmek üzere gönderme daveti aldı. Yayıncının eleştirmeni, sunulan "Silmarillion"u reddetti, ancak bu konuda olumlu konuştu. Bundan cesaret alan Tolkien, Hobbit'in devamını yazmaya başladı ve 16 Aralık 1937'de yayıncıya yazdığı bir mektupta yeni kitabın ilk bölümünü duyurdu. Tolkien'in hedefi bir İngiliz destanı yaratmaktı. Tolkien, Völsunga Saga, Beowulf gibi ortaçağ kuzey Avrupa mitleri ve diğer Eski İskandinav, Eski İngiliz ve ortaçağ mitleri konusunda bilgili bir Oxford filologuydu. İngilizce metinler. Yüzüklerin Efendisi başkalarından ilham aldı edebi kaynaklarörneğin Arthur döneminin efsaneleri ve Karelya-Fin destanı "Kalevala".
7 slayt
Slayt açıklaması:
8 slayt
Slayt açıklaması:
İngiliz destanının yaratılışı, Tolkien'in Inklings (Oxford Üniversitesi'nde haftalık toplantılarında İzlanda mitlerini ve kendi yayınlanmamış yazılarını tartışan bir edebiyat tartışma grubu) ile yaptığı toplantılarda sıklıkla tartışıldı. Tolkien, bu grubun üyelerinden biri olan Clive Lewis ile bir İngiliz destanının yokluğunda kendimizin bir tane yaratmanın gerekli olduğu konusunda hemfikirdi. Bu tartışmalara paralel olarak Aralık 1937'de Tolkien "yeni bir Hobbit"e başladı. Birkaç başarısız denemeden sonra hikaye ivme kazanmaya başladı ve Hobbit'in basit bir devamı olmaktan çıkıp daha çok yayınlanmamış Silmarillion'un devamı haline geldi. İlk bölüm fikri hemen ortaya çıktı. bitmiş form Bilbo'nun ortadan kaybolmasının nedenleri, Tek Yüzüğün önemi fikri ve romanın başlığı ancak 1938 baharında netleşse de. İlk başta Tolkien, tüm hazinelerini harcayan Bilbo'nun yeni maceralara çıktığı başka bir hikaye yazmak istedi, ancak yüzüğü ve onun gücünü hatırlayarak bunun hakkında yazmaya karar verdi. Başlangıçta ana karakter Bilbo'ydu ancak daha sonra yazar hikayenin bu kadar komik ve neşeli bir karakter için fazla ciddi olduğuna karar verdi. Tolkien, oğlu Bilbo'yu bu yolculuğa göndermeyi düşündü ama sorular ortaya çıktı: Karısı neredeydi? Bilbo oğlunun bu kadar tehlikeli bir yolculuğa çıkmasına nasıl izin verdi? Sonuç olarak Tolkien, büyülü güçlere sahip bir eserin kahramanın yeğeni tarafından alındığı eski Yunan efsaneleri geleneğini sürdürmeye karar verdi. Hobbit Frodo Baggins bu şekilde ortaya çıktı.
Slayt 9
Slayt açıklaması:
10 slayt
Slayt açıklaması:
Mükemmeliyetçi olan Tolkien yavaş yazdı. Onun edebi eser Akademik görevler nedeniyle sık sık kesintiye uğrayan Tolkien, öğrencileri incelemek zorunda kaldı (Hobbit'in ilk cümlesi bile - İngilizce "Yerdeki bir delikte bir Hobbit yaşıyordu" - boş bir sayfaya yazılmıştı) sınav kağıdıöğrencilerden biri). 1943'ün büyük bölümünde Tolkien metin üzerinde çalışmadı, ancak Nisan 1944'te çalışmaya devam etti. Tolkien romandan bölümleri Afrika'da İngiliz Hava Kuvvetleri'nde görev yapan oğlu Christopher'a ve Clive Lewis'e gönderdi. Hikaye 1948'de tamamlandı ancak Yüzüklerin Efendisi'nin ilk bölümlerinin kurgusu 1949'a kadar devam etti.
11 slayt
Slayt açıklaması:
12 slayt
Slayt açıklaması:
Yüzük Kardeşliği Hobbit Bilbo Baggins, ana karakter"Hobbit" öyküsünde emekli olur ve yeğeni Frodo'ya onu takan herkesi görünmez kılan sihirli bir yüzük bırakır. Frodo, sihirbaz Gandalf'tan basit bir yüzük değil, Mordor ülkesinden karanlık lord Sauron'un yarattığı ve diğer tüm sihirli yüzüklere boyun eğdirmek için yaratılan Tek Yüzüğün kendisini aldığını öğrenir. Yüzüğün kendi iradesi vardır ve sahibinin ömrünü uzatırken, aynı zamanda onu köleleştirme, düşüncelerini çarpıtma ve Yüzüğe sahip olmayı istemesini sağlama yeteneğine sahiptir. Yıllar önce mağlup edilen Sauron, Yüzüğün yardımıyla yeniden doğabilir ve Orta Dünya'nın barışçıl halklarını yeniden tehdit etmeye başlayabilir. Frodo, hobbit arkadaşları Sam, Merry ve Pippin ile tehlikeli bir hediyeden kurtulmak için elflerin meskeni Ayrıkvadi'ye gider. Orman sihirbazı Tom Bombadil'in yardımıyla kahramanlar, rehberlerinin - daha çok Wanderer takma adıyla bilinen korucu Aragorn'un - onları beklediği Foothills'e varırlar. Hobbitler, Yüzüğü uzaktan hisseden Sauron'un hayalet hizmetkarları Nazgul'un kara atlıları tarafından takip edilir ve liderleri Frodo'yu ciddi şekilde yaralar. İLE büyük zorluklarla ve yol boyunca karşılaştıkları elf Glorfindel'in yardımıyla kahramanlar, elflerin efendisi Elrond'un hobbit'i iyileştirdiği Ayrıkvadi'ye ulaşmayı başarırlar.
Slayt 13
Slayt açıklaması:
Temsilciler Ayrıkvadi'de toplanıyor farklı uluslar ve krallıklar Yüzük'le ne yapılacağını tartışacak. Gandalf, Yüzüğü kendisi için isteyen ve Mordor'la gizli bir ittifaka giren Istari Tarikatı üyesi arkadaşı beyaz büyücü Saruman'ın ihanetinden bahsediyor. Aragorn'un, kehanete göre hanedanının tahta geri dönmesi gereken Arnor ve Gondor krallarının soyundan geldiği ortaya çıktı. Gondor'un şu anki hükümdarı Denethor'un oğlu Boromir, Yüzüğün gücünü düşmana karşı kullanmayı teklif ediyor. Gandalf onu, Yüzüğün yalnızca kötülük yapabileceğine ve taşıyıcısının zihnini köleleştirebileceğine ikna eder. Konsey, Yüzüğü, dövüldüğü Mordor'daki Orodruin Ateş Dağı'nın ağzına atarak yok etmeye karar verir. Frodo bu görevi yerine getirmeye gönüllü olur. Gandalf, Aragorn, Boromir, cüce Gimli ve elf Legolas'ın yanı sıra diğer üç hobbit, Frodo'ya eşlik etmeyi taahhüt eder. Yüzük Kardeşliği bu şekilde oluşuyor. Sonrasında başarısız girişim Dumanlı Dağlar'daki geçidi geçmek için kahramanlar Moria'nın zindanlarından geçmeye karar verirler. antik krallık cüceler Zindanlar, kötü orkların yanı sıra, yüzyıllar önce cüceler tarafından uyandırılan eski Morgoth iblisi Balrog tarafından ele geçirilir. Köprüde Balrog ile savaşa giren Gandalf ve düşmanı uçuruma düşerek ekibi lidersiz bırakır. Kardeşlik, elflerin orman krallığı Lothlorien'e sığınır. Frodo, Yüzüğü Elf Kraliçesi Galadriel'e sunar, ancak Yüzüğün büyüsünün cazibesinin üstesinden gelmeyi başarır. Parti Anduin Nehri'ne doğru yola çıkar. Boromir, Frodo ve arkadaşlarını Gondor'a gitmeye ve Yüzüğü Düşmana karşı kullanmaya ikna etmeye çalışır. Yüzük onu bir anlığına çılgına çevirir ve Frodo'ya saldırır. Şu anda Boromir'in öldüğü mücadelede Isengard orklarının saldırısına uğruyorlar. Orklar Merry ve Pippin'i yakalar. Bu sırada Frodo, arkadaşlarını daha fazla tehlikeye atmamak için yolculuğuna tek başına devam etmeye karar verir ancak Sam onu takip etmeyi başarır. Kardeşlik dağılıyor ama hedefleri hâlâ sürüyor.
Slayt 14
Slayt açıklaması:
15 slayt
Slayt açıklaması:
İki Kale Kardeşliğin geri kalan üyeleri orklar tarafından saldırıya uğrar, Boromir savaşta kahramanca ölür ve Merry ile Pippin düşmanlar tarafından ele geçirilir. Hobbitleri kaçıran orkların müfrezesi karışık - orkların bir kısmı Kardeşlik'ten intikam almak amacıyla kuzeyden (görünüşe göre Moria'dan) geldi, bir kısmı Sauron'a, bir kısmı da Saruman'a hizmet etti. Esirleri hangi lorda götüreceklerine karar vermek için tartışırlar. Rohan atlılarıyla yaşanan çatışmada ork müfrezesi yok edilir ve Merry ile Pippin kaçmayı başarır. Ormanda Fangorn ormanının koruyucusu Ent Ağaçsakal ile tanışırlar. Hobbitler, onu ve diğer Entleri, Isengard kalesinin etrafındaki ormanı yok eden ve Rohan'a bir saldırı hazırlayan Saruman'a karşı harekete geçmeye ikna etmeyi başarır. Aragorn, Gimli ve Legolas orkların izini sürüyor. Mareşal Eomer'den beklenmedik yardım alarak Fangorn'un eteklerine ulaşırlar ve orada beklenmedik bir şekilde Gandalf ile karşılaşırlar. Balrog'u yendiğini ve ölümün eşiğindeyken yeni güçler aldığını ve Orta Dünya'yı kurtarmak için Saruman'ın yerini alacak yukarıdan bir görev aldığını söylüyor. Artık adı Ak Gandalf. Kahramanlar Rohan Kralı Theoden'e gider. Kral, danışmanı Saruman'ın casusu Grima'nın etkisiyle kayıtsızlığa düştü. Gandalf, Theoden'i haini kovmaya, birlikler toplamaya ve Saruman'a savaş vermeye ikna etmeyi başarır. Rohan ve Isengard orduları birleşiyor büyük savaş Saruman'ın destekçilerinin başlangıçta zafere yakın olduğu Miğfer Dibi'nde, ancak Gandalf'ın getirdiği takviyeler savaşın sonucunu Rohirrim'in lehine belirliyor. Bu sırada Merry ve Pippin'in yönettiği Entler, Isengard'ı sular altında bırakarak tüm garnizonunu yok eder. Gandalf, mağlup Saruman'ı büyücülük güçlerinden mahrum eder.
16 slayt
Slayt açıklaması:
Slayt 17
Slayt açıklaması:
Bu sırada Frodo ve Sam, Mordor'a doğru ilerler. İstemsiz rehberleri, Yüzüğün eski sahibi olan ve onun etkisiyle deliren kaygan bir yaratık olan Gollum'a dönüşür. Yüzüğe "kıymetlim" diyor ve ona tekrar sahip olmanın hayalini kuruyor. Yüzüğün şeytani gücünü hisseden Frodo, Gollum'a acır ve onu Sam'in saldırılarından korur. Gollum bölünmüş bir kişilikten acı çekmeye başlar: Bir tarafı iyi Frodo'ya inanır, diğer kısmı ise hobbitleri öldürüp Yüzüğü ele geçirmek ister. Frodo, farkında olmadan Gollum'u bir Gondor korucu müfrezesine ihanet ettikten sonra, ikincisi kazanır: rehber hobbitleri bir tuzağa düşürür - Ungoliant'ın son buluşu olan dev örümcek Shelob'un mağarasına. Frodo, Shelob'un zehrinin kurbanı olur, ancak Sam, yaratığı yenmeyi başarır. Arkadaşının öldüğüne karar veren Sam, Yüzük'le tek başına yoluna devam eder ama birdenbire Mordor'un muhafızlarından orklar Shelob'la savaş alanında belirir ve Frodo'nun cesedini ele geçirir. Orklar arasında kulak misafiri olunan bir konuşmadan Sam, Frodo'nun gerçekten hayatta olduğunu öğrenir.
18 slayt
Slayt açıklaması:
Slayt 19
Slayt açıklaması:
20 slayt
Slayt açıklaması:
Kralın Dönüşü Ana makale: Kral'ın Dönüşü Gandalf, Minas Tirith sakinlerini Mordor birliklerinin yaklaşmakta olan ilerleyişi konusunda uyarmak için Gondor'a gider. Gondor valisi zayıf iradeli Denethor'u Boromir için yas tutarken bulur. Onun ardından küçük oğul Faramir ağır yaralandı, Denethor çılgınlık içinde oğlunun cesediyle kendini yakmaya karar verdi. Pippin'i uyarmaya ancak vakti olan Gandalf, yalnızca Faramir'i ateşten çekmeyi başardı. Gandalf şehrin savunmasının sorumluluğunu üstlenir; Aynı zamanda uzun zamandır beklenen Rohan takviye kuvvetleri Minas Tirith'in duvarlarına yaklaştı. Theoden'in birlikleri kurtarmaya gelir, kralın kendisi savaşta ölür, ancak yeğeni Eowyn ve Merry, Nazgul'un liderini öldürür. Güney Gondor'daki korsan ablukasını kaldıran ve milislerini ele geçirilen korsan gemilerine getiren Aragorn, orkların yenilgisini tamamlıyor. Sam, başka bir ork kavgasından yararlanarak Frodo'yu serbest bırakır. İtibaren son güç parçası Hobbitler Orodruin yanardağına ulaşır. Bitkin düşen Frodo, sonunda Yüzüğün gücü altına girer ve onu yok etmeyeceğini, kendisinin Efendisi olmak istediğini açıklar. Sam arkadaşını durduramayacak kadar güçsüzdür. Gollum, Frodo'ya saldırır, parmağını ısırır ve Yüzüğü ele geçirir, ancak yanlışlıkla "cazibe" ile birlikte yanardağın kraterine düşer ve böylece farkında olmadan onu yok eder. Orklara ve Mordor'a hükmeden Sauron bu sefer sonsuza kadar bedensizdir, kaleleri yok edilir, birlikleri korku içinde kaçar. Dev kartallar Frodo ve Sam'i Orodruin'in patlayan yamaçlarından kurtarır.
21 slayt
Slayt açıklaması:
22 slayt
Slayt açıklaması:
Aragorn, Gondor'un kralı ilan edilir, Faramir onun tarafından iyileştirilir, gücü ona devreder ve Eowyn ile evlenir. Dört hobbit kahraman olarak anılıyor. Eve döndüklerinde ülkelerinin Saruman liderliğindeki haydutlar tarafından ele geçirildiğini keşfederler. Kahramanlar hobbit halkını isyan ettirip işgalcileri kovmak için diriltir; Saruman kendi uşağı Grima'nın ellerinde ölür. Frodo geri dönüyor huzurlu yaşam ve Scarlet Book'taki maceralarını anlatıyor. Yıllar geçtikçe eski yaralar ve melankoli onu giderek daha sık ele geçiriyor. Gandalf, Yüzük Taşıyıcıları Frodo ve Bilbo'yu Elflerin denizaşırı ülkesi Valinor'a götürmeye karar verir. Elfler Orta Dünya'yı terk ediyor ve mucizeler ve sihir de onlarla birlikte geliyor. Ölümlü insanların çağı başlıyor.
Slayt 23
Slayt açıklaması:
24 slayt
Slayt açıklaması:
25 slayt
Slayt açıklaması:
İlham kaynakları Yazarın görüşleri John Tolkien, Yüzüklerin Efendisi'nde, “Peri Masalları Üzerine” adlı makalesinde ifade ettiği edebiyat hakkındaki görüşlerini somutlaştırdı. Böylece Tolkien, makalesinde masallarda ve fantazilerde beklenmedik mutlu sonlara duyulan ihtiyacı savunur, onları bu edebiyatın sağladığı “Kaçış”ın bir parçası olarak görür. Tolkien, kartallar Frodo ve Sam'i kurtardığında ve Gandalf, mucizevi bir şekilde dirilir. (Masallardaki bu tür mucizeleri, açıklanamayan müjde mucizeleriyle karşılaştırdı). Tolkien okuyucuya “teselli”, “kaçış” ve hafif bir hüzün gibi duygular yaşatıyor. anahtar unsurlar « masal" Tolkien Birinci'den derinden etkilenmişti. Dünya Savaşı ve ona göre tanıdığı ve sevdiği İngiltere'yi yok eden İngiltere'nin sanayileşmesi. Bu nedenle Yüzüklerin Efendisi pasifizm (geçmişe duyulan özlem) ile karakterize edilir.
26 slayt
Slayt açıklaması:
Slayt 27
Slayt açıklaması:
28 slayt
Slayt açıklaması:
Yüzüklerin Efendisi, eski İngiliz Arthur destanından önemli ölçüde etkilenmiştir. Gandalf'ın bilge bir büyücü ve akıl hocası imajı, Merlin'in Monmouthlu Geoffrey ve Thomas Malory destanlarındaki rolüne neredeyse tam olarak karşılık gelir. Kraliyet tahtının varisi, elflerden aldığı sihirli bir kılıçla hakkını teyit eden, ellerini koyarak iyileştiren Aragorn, Kral Arthur'a çok yakındır. Bazıları onda, yerini geçici işçilerin aldığı ve ortaya çıkışı kehanetlerde önceden bildirilen tükenmiş bir hanedanın varisi olan İsa Mesih'in imajını da görüyor. Diğer paralelliklerin yanı sıra, Galadriel'e dikkat çekiliyor - Gölün Hanımı'na bir gönderme ve ana karakterin Avalon'un bir benzeri olan Valinor'a ayrılmasıyla son. Tolkien'in kendisi de Sir Thomas Malory ile karşılaştırıldığında şu cevabı verdi: "Benim için çok büyük bir onur." Romanın aynı zamanda Alman-İskandinav mitolojisiyle de birçok paralelliği var. Özellikle iyi sihirbaz Gandalf'ın görünümü (gri sakal, geniş kenarlı şapka ve pelerin), İskandinav tanrısı Odin'in bir kültür kahramanı ve tanrı veren olarak enkarnasyonundaki görünümüne benzer. Romanda kötü büyücü Saruman'ın imgesi, "anlaşmazlık eken" Odin'in olumsuz hipostazını temsil ediyor. Ve Odin'in olumsuz haliyle takma adlarından biri olan Grima ("Gizli"), Saruman'ın gizli hizmetkarı tarafından takılıyor.
“Yüzüklerin Efendisi”, fantezi türünün en ünlü eseri olan yazar J. R. R. Tolkien'in destansı bir romanıdır. Yüzüklerin Efendisi 1954 yılında tek kitap olarak yazıldı ancak uzunluğu nedeniyle ilk yayımlandığında üç bölüme ayrıldı: Üçleme olarak Yüzük Kardeşliği, İki Kule ve Kralın Dönüşü. . "Yüzüklerin Efendisi" 20. yüzyılın en ünlü ve popüler kitaplarından biridir. 38 dile çevrildi. Bu kitabın fantastik edebiyat, pano ve edebiyat üzerinde büyük etkisi oldu. bilgisayar oyunları, sinema ve genel olarak dünya kültürü. Büyük başarı Kitabın yönetmen Peter Jackson tarafından yaratılan film uyarlaması da kullanıldı.
Üç yüzük - bilge elflere - gururlu iyilikleri için, Yedi yüzük - mağara cücelerine - dağdaki emekleri için, Dokuz - Orta Dünya Halkına - siyahların hizmeti ve ölümcül çetin savaşlarda korkusuzluk için. Ve Mordor'un Efendisi için tek bir şey var - Her Şeye Gücü Yeten - Hepsini ayıracak, onları iradelerinden yoksun bırakacak ve onları sonsuza dek dünyadaki vadilerinde Mordor'un her şeye gücü yeten Efendisi'nin egemenliği altında birleştirecek. J.R.R. Tolkien (çeviren: V. Muravyov)
111 yaşında. Bilbo inanılmaz derecede zengin bir adam ve umutsuz bir deli olarak biliniyordu. Bilbo ve yeğeni Frodo aynı gün, yani 22 Eylül'de doğdular. O zamandan beri neşeyle ve içtenlikle onbiri kutladılar ortak günler doğum; ama görünüşe göre on ikinci kez benzeri görülmemiş ve duyulmamış bir şey hazırlanıyordu. Bilbo yüz on bir - üç birim - kendi çapında yuvarlak ve onurlu bir sayıya dönüyordu ve Frodo otuz üç - iki üç - yine özel bir durumdu: hayatının otuz dördüncü yılında hobbit bir yetişkin.
Uçan bir ejderhanın üzerinde. ... Bütün ışıklar söndü; gökyüzüne bir duman sütunu yükseldi. Uzak bir dağa doğru döndü, zirvesi alevlendi ve kırmızı-yeşil bir alevle parladı. Alevlerin içinden kırmızı ve altın renkli bir ejderha uçtu, son derece gerçekti, sadece daha küçüktü: gözleri parlak bir şekilde yanıyordu, ağzı ateş kusuyordu; öfkeli bir kükremeyle kalabalığa doğru inen üç ıslık çalan daire tarif etti. Ejderha hobbitlerin başlarının üzerinden uçtu, havada takla attı ve sağır edici bir kükremeyle Nehir Kenarı üzerinde patladı.
Nazgül; 9. Sauron, Tek Yüzüğün Baggins adında birinin elinde olduğunu öğrendi ve Nazgûl'u Yüzüğü aramaya gönderdi. Bruinen'i geçerken hobbitleri kovalayan Nazgul, atlarını kaybetti ve bedensiz ruhlar şeklinde Mordor'a dönmek zorunda kaldı ve ardından kanatlı canavarların üzerinde uçmaya başladılar. Nazgul'un cesetleri zırhla korunuyordu. Nazgul, bunların üzerine, "yüzünün" üzerine derin bir şekilde çekilmiş bir kapüşonlu (yüz yerine boşluk vardı) uzun siyah pelerinler giyiyordu. Gündüzleri Nazgullar neredeyse kördür, yalnızca gölgeleri yakalarlar, bu nedenle gün içinde koku alma duyularına ve ayrıca atlarının ve onlara hizmet eden diğer canlıların görüşlerine daha fazla güvenmeye alışkındırlar. Nazgûl'lerin işitme yeteneği iyidir, canlı kanı uzaktan iyi hissedebilirler. Gece, görebilecekleri en tehlikeli yerdir. Tek Yüzük'ün yok edilmesiyle Nazgul öldü.
Yolgezer Frodo ve arkadaşlarıyla ilk tanışan ve Nazgul'u yol boyunca dağıtarak Ayrıkvadi'ye ulaşmalarına yardım eden Aragorn'dur. Gandalf'ın Moria'da uçuruma düşmesinin ardından Kardeşliğe liderlik eden kişi o olur. Ölülerin Yolu'ndan geçen tek ölümlü Aragorn'dur. Peleonorian sahalarındaki savaşa vararak savaşın gidişatını değiştirdi ve Sauron'un birliklerinin yenilmesine yardım etti. Yakında Batı Birliklerinin Lideri olur. Yüzük eritildikten sonra Aragorn, Gondor'un hükümdarı olur ve Elrond'un kızı Arwen ile evlenir.
“Şahlanan Midilli” Yakından bakıldığında meyhane dışarıdan rahatlık vaat ediyordu. Otoyolun hemen yanında duruyordu, iki kanadı yamaca dayanıyordu, böylece ikinci katın pencereleri arkada yerle aynı hizadaydı. Geniş bir kapı avluya açılıyordu; evin girişi solda, altı geniş basamağın üzerindeydi. Kapı gururlu bir tabelayla süslenmişti: Sıçrayan Midilli, Laurus Narcissus'u içeriyor... Frodo, Yolgezer'in sanki kendisi hakkında konuştuklarını tahmin etmiş gibi doğrudan kendisine baktığını fark etti. Sonra başını salladı ve eliyle bir işaret yaparak Frodo'yu yanına gelmeye davet etti. - Benim adım Yolgezer.
Çorba yap Sevgili dostum Frodo! Kötü bir haber aldım. Acelem var, hiç zamanım yok; ve Torba'dan çıkıyorsunuz: en geç temmuz sonuna kadar, ruhunuz Hobbit'te kalmasın diye!... Umarım yolda arkadaşımla karşılaşırsınız: uzun boylu, esmer bir adam, adı Yolgezer... Gerçek adı Aragorn. Bu arada: hiçbir durumda takmayın! Eski altın nadiren parlar, Eski bir kılıç şiddetlidir. Kral - korucu - savaşa çıkacak: Olgun, yaşlı anlamına gelmez. Sorunlar gerçeklikle büyüyecek, Kılıç yeniden alevlenecek, Ve krala kral denecek - Başka bir kralın onuruna. ...Umarım Laurus mektubu göndermekte tereddüt etmez. O bir erkektir, tıpkı bir erkek gibi ama hafızası sızdıran bir süzgeçtir. Eğer unutursa ondan çorba yapacağım. İyi şanlar! G.
Kartal Büyük bir güce ve bilgiye sahip olan Saruman, Elf yüzükleri ve Sauron'un icatları ile ilgili her şeyi gördü. O zaman bile inşa etmeye başladı kötü planlar Tek Yüzüğü ve onun yardımıyla tüm Orta Dünya'yı ele geçirmeyi umuyor. Saruman, Orthanc'ın çalınmasını hedeflerine ulaşmak için kullanacaktı; hizmetkar Grima, Saruman'ın ölüm tarihinin ve Hobbitany'nin kurtuluşunun Yüzük Savaşı'nın sonu olarak kabul edildiği yıldı.
Elf Vseslavur... Binici başını kaldırıp atını dizginledi. -Ai na vedui Dunadan! Mae gwerinnien! - diye bağırdı. - Bu Vseslavur; Edrond kalesindendir,” dedi Yolgezer. - Merhaba, uzun zamandır beklenen misafir! – elf savaşçısı Frodo'ya döndü. Vseslavur - güçlü, uzun ve görkemli, saçları ateşli altınla parıldayan - genç ama sakin bir şekilde bilge görünüyordu ve gözleri kararlı bir cesaretle parlıyordu.
Balrog'la birlikte Balrog hızla Muhafızlara yaklaşıyordu. Troller ve orklar Balrog'u takip etti. Boromir yüksek sesle boruyu çaldı ve Gondor'un yankıyla güçlenen çığlığı ilerleyen sürüyü durdurdu; Barlog bile bir an durakladı. -Koşmak! Canlı! - Gandalf emretti. - Onunla köprüde buluşmam lazım. Gandalf, Sihirli Çubuğu kaldırdı ve sanki Balrog'un önündeki Köprüyü geçiyormuş gibi eğik bir şekilde indirdi. Çubuk kırıldı ve Balrog'un altındaki Köprü uçuruma düştü. Balrog, Büyücüyü çevreleyen kırbacını salladı. Balrog'un ağırlığıyla uçuruma sürüklendi. - Koş ve git! - Gandalf ağladı ve Mağribi'nin ağzında kayboldu.
Üç Tel Saç Feanor'un isyanı sırasında Orta Dünya'ya gitmeye karar verenlerin arasına katıldı. Sınırsız genişlikleri görmek ve onlara hükmetmek için sabırsızlanıyordu. Yüzük Savaşı sırasında Galadriel zorlu bir sınavdan geçmek zorunda kaldı çünkü Muhafız hobbit Frodo ona Tek Yüzük'ü teklif etti. Leydi günaha direnmeyi başardı ve bu nedenle Savaşın bitiminden sonra ona affedildi ve Valinor'a dönme izni verildi. 3021'de asi Noldor'un sonuncusu Galadriel Orta Dünya'yı terk etti.
Atların Kralı Svetozar'a Biniyor! Asil atınıza daha önce hiç olmadığı gibi binin! Siz buralarda büyüdünüz, buradaki her taşı bilirsiniz. Tam hızda atla! Tüm umutlar senin için! Svetozar başını salladı ve sanki bir savaş borazanının sesini duymuş gibi yüksek sesle kişnedi. Ve ileri atladı. Toynaklarından kıvılcımlar uçtu. Gece her iki taraftan da ayrıldı.
Ağaçsakal'ın liderliğindeki Entler; ağaçların çobanları olan Eski Yerliler Merry ve Pippin tarafından getirildiler. Entler bazı yönlerden elflere benzerler: Kendileriyle insanlardan daha az meşguldürler, şeylerin özünü daha iyi araştırırlar. Entler birbirlerinden ağaçlar gibi farklıdır; bazıları aynı türden ağaçlar gibidir, fakat farklı yaşlarda; diğerleri ise bir ağaç türünün diğerine benzemektedir; örneğin kayın ağacından huş ağacı veya çam ağacından meşe. Kalın, güçlü ağaçlar gibi sakallarla büyümüş ve boğumlu yaşlı int'ler var, olgun orman ağaçları gibi temiz dalları ve pürüzsüz cildi olan uzun ve güçlü int'ler var, ama ne genç ne de genç var. Bütün karıncaların gözleri benzerdir; Fangorn'unki kadar eski ve derin değil ama aynı düşünceli ifadeye ve aynı yeşil ışıklara sahiptir. Dünya gençken, ormanlar geniş ve vahşiyken, Int'ler ve Antes'lerin eşleri birlikte yaşıyorlardı. Ama kalpleri farklı şeyler için çabalıyordu: Int'ler daha çok ağacı, vahşi ormanları ve yüksek tepelerin yamaçlarını seviyorlardı, dağ derelerinden su içiyorlar ve yalnızca ağaçların yola düşmesine izin verdiği meyveleri yiyorlardı ve elfleri tanıyor ve konuşuyorlardı. ağaçlarla.
Palantir Krallar gemileri getirdiler, Üç defa üç tane vardı. Ve gemilerde - uzak diyarlardan ne getirdiler? Yedi parlak yıldız, yedi gören taş ve kar gibi beyaz bir fidan. - Yedi yıldız ve yedi taş nedir? "Antik çağın krallarının palantirleri" diye yanıtladı Gandalf. - Ne tür çalıntılar bunlar? "Palantir" "uzak görüşlü" anlamına gelir. Orthanc taşı.
Sauron'la birlikte Dostları ona Pippin derdi; Gondor'da Yüzük Savaşı sırasında ona "buçuklukların prensi" anlamına gelen "Eril-i-Periannath" diye hitap ediliyordu. Peregrine, Frodo'ya 3018'de Ayrıkvadi'ye gittiğinde eşlik etti. Orada, Elrond'un Divanı'nda o ve Meriadoc Brandybuck, büyücü Gri Gandalf'ın ısrarı üzerine Muhafızlar arasına dahil edildi. Muhafızlar hep birlikte, Pippin ve Mary'nin orklar tarafından yakalandığı Part-Galen'e ulaştı; Daha sonra hobbitler kaçmayı ve Fangorn'un gölgesine sığınmayı başardılar. Orada Ağaçsakal adında bir int ile tanıştılar ve hikayeleriyle karıncaları Isengard'a saldırmaya ikna ettiler. Isengard'da Peregrin, Orthanc'tan düşen bir çalıntıyı aldı ve doğal olarak çok meraklı olduğundan ona baktı ve Sauron tarafından zihinsel sorgulamaya tabi tutuldu.
Eowyn, Kral Theoden'in yeğeni Eowyn, bir kuzeyli olan “Yüzüklerin Efendisi” romanının ana kahramanlarından biridir. Kral Theoden'in altın saçlı güzel yeğeniydi. Yüzük Savaşı sırasında Eowyn, Aragorn'a aşık oldu. Sözde ölümü üzerine umutsuzluğa kapılan ve halkı adına savaşamadığı için üzülen Éowyn, Dernhelm adında bir savaşçı kılığına girdi ve Pellenor Çayırları Savaşı'na gitti. Orada, mağlup Kral Theoden'in üzerinde durarak ve Nazgul Kralıyla yüzleşerek her savaşçı için onurlu bir zafer kazandı. Ölümlü bir kocanın eliyle mağlup edilemeyeceğine dair bir kehanetle korunan Eowyn, kendisinin savaşçı bir bakire olduğunu ortaya çıkardı ve üzerinde oturduğu Kanatlı Canavarı kılıçla vurdu. Ve sonra hobbit Merriadoc Brandizike'nin yardımıyla bizzat Nazgûl'e saldırdı...
Başparmak Frodo, onları doğudan yaklaşan tehlikeden korumak için memleketini terk etmek zorunda kalır. Hobbitlerin ruhlarının derinliklerinde saklı olan bilinmeyen, anlaşılmaz güçlerin kendini gösterdiği yer burasıdır. Görünüşe göre hobbitler savaşlar ve maceralarla dolu bir dünyaya pek uyum sağlayamıyorlar, ancak paradoksal olarak tüm Orta Dünya'nın kaderi küçük hobbit'e bağlı olacak. Frodo kendi gündelik alanından gelen bir kahramandır. Önünde öfkeyle, nefretle, bilinmeyen tehlikelerle dolu ama aynı zamanda nezaketle, şefkatle, acımayla dolu bir dünya açılıyor... En az güvenebileceği yerden arkadaşlar buluyor. Uçurumun kenarında duran Frodo, kendisini Yüzüklerin Efendisi ilan etti ancak Gollum aniden ona saldırdı. Dövüşte Gollum, Yüzük ile birlikte rakibinin parmağını da ısırdı, ancak neredeyse anında sevinçten atlayarak uçuruma düştü. Yüzük Orodruin lavına düştü ve yok edildi. Gollum da öldü. Nazgul Kralı Yüksek Nazgul, tüm krallar gibi gururlu ve zalimdir. Onun için hiçbir şey kutsal değildir. İtaat ettiği tek kişi Sauron'un kendisidir. En zorlu savaşlarda bile sakin kalmayı bilir. ana özellik Onun karakteri kurnazdır. Soğukkanlı bir katil, zalim ve savaşa aç bir savaşçı. Öfkeyle korkunç. Korkunun bizzat kendisi. Ondan daha korkunç olan tek şey Karanlık Lord'un kendisidir. Düşmanlardan nefret eder. Acıma duyguları ona yabancıdır. O gerçek Nazgül Kralıdır. Çok uzun boylu, sağlam yapılı, yüzü taç şeklinde demir bir miğferle kaplıdır. Her zaman siyah zırh giyer ve bir Morgul kılıcı, iki elli bir kılıç ve devasa bir topuz taşır. Zırhın üzerine, zırhla kaplı vücudunu tamamen gizleyen siyah bir pelerin giyiyor. Görkemli ve zarif duruş. Hayalet (Görünmez ama somut)... Ondan mezar soğuğu yayılıyor. Bazen pelerinin eteğinde ve arkasında karanlık noktalar girdap gibi döner. Faramir Faramir, Ithilien'de Frodo ve Sam ile tanışır. Bunların, kehanet rüyasının anlattığı hobbitlerle aynı olduğunu fark etti. Faramir onları gizli bir sığınağa sakladı. Orada Frodo ve Sam'i uzun süre sorguladı ve kardeşi Boromir dahil yedi kişinin daha onlarla birlikte çıktığını öğrendi. Faramir onlardan biriydi en iyi komutanlar Gondor, ancak Boromir'in daha yetenekli bir savaşçı olduğunu asla inkar etmedi. Rekabet etmedikleri karakter farklılıklarına rağmen arkadaş olarak büyüdüler. Faramir sadece bir savaşçı değil aynı zamanda şarkı ve efsane uzmanıydı. Gondor halkı ve savaşçıları onu Nazgul'un önünde geri çekilmeyen yetenekli bir komutan olarak seviyorlardı. “İnsanların kalplerini okumakta hiç zorluk çekmiyordu ama kalplerde gördüğü şeyler onu küçümsemekten ziyade acımaya yöneltiyordu. Davranışları kibardı, efsaneleri ve müziği severdi; Bu nedenle o günlerde birçok kişi onun erkeklik açısından kardeşinden aşağı olduğuna inanıyordu. Ama bu durum böyle değildi. Faramir, savaşın hiçbir anlamı olmadığında savaşta zafer aramadı.” Burn Faramir, babasının bu karardan dolayı onu övmeyeceğinin farkında ama yine de vicdanına göre hareket ediyor. Hobbitleri Cirith Ungol Geçidi'ndeki kadim dehşet ve Gollum hakkındaki korkuları konusunda uyarıyor. Ayrıca hobbitler ondan Gondor topraklarında bir yıl kalma izni alırlar.
"Yüzüklerin Efendisi" destanı yüzyılımızın 40'lı yıllarında yazılmıştır. Yukarıda bahsedildiği gibi konusu, karakterleri ve içeriği Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarından ve yazarın hayatındaki birçok olaydan etkilenmiştir. Bu kitap haklı olarak Tolkien'in ana eseri olarak kabul ediliyor. O bunun doruk noktasıydı edebi yetenek bu nedenle bunu dikkate almak gerekir. Ancak benim açımdan bu eser hiçbir şekilde yazarın felsefesini anlamak için yeterli görülemez.
Biri merkezi fikirler destan affetme fikridir. Özüne kadar bir hümanist olan Tolkien, her türlü intikam fikrini ve hatta adil ama zalimce cezalandırmayı reddeder. "Böyle bir fırsat varken Bilbo'nun o piçi bıçaklamaması ne yazık!" - kitaptaki karakterlerden biri diyor. Tolkien, tamamen haklı öfkeye bile cevabını eserde yazarın özgün sesi olan Gandalf'ın ağzından dile getiriyor: “Acıma mı diyorsun? Ama elini tutan şey acımaydı. Merhamet ve merhamet: Kesinlikle gerekli olmadıkça öldüremezsiniz. Ve bunun için<…>onun için önemli bir ödüldü. Kötülüğün yardakçısı olmaması boşuna değildi; kurtulmuş olması boşuna değildi; ve hepsi acımayla başladığım için! Tolkien, "Kesinlikle gerekmedikçe öldüremezsiniz" diyor, aksi takdirde kötülüğün bir kişinin ruhuna girmesi daha kolay olacaktır. Öldürmek, hatta en iyi amaç için bile öldürmek, dünyadaki kötülüğün eline geçmek demektir.
Destanda kötülüğün belirli bir kişiliği vardır: Kara Lord Sauron. Her seferinde korkunun, öfkenin ve açgözlülüğün önderliğinde kahramanlar zayıflar, kendilerine ve çevrelerine benzeri görülmemiş felaketler getirirler. Sauron her adımda onları baştan çıkarıyor ve durumdan kolay bir çıkış yolu sunuyor. Sauron, tamamen kötülüğe kapılmaya ikna edemediği kişilere, görünüşe göre iyiliğe yol açan küçük kötülükler yapmayı teklif ediyor. Ancak Tolkien için taviz yoktur. İşlenen kötülükler daha büyüklerine yol açacaktır. Kötülüğün üzerine iyilik inşa edilemez.
Sauron'un baştan çıkarma silahı, yok edilemez bir güç bahşeden güçlü Her Şeye Gücü Yeten Yüzüğü'dür. Ancak yüzük yalnızca onun kötü iradesini yenebilen, ruhu güçlü olanlara güç verir. Bununla birlikte, "özellikle güçlüler için tehlikelidir": Kim eline geçerse geçsin Karanlık kuvvet ve bunu iyilik için bile olsa kullanan kişi, kaçınılmaz olarak Kara Lord'un ta kendisi olacaktır. Tolkien'e göre insan kendini kirlenmekten ancak güçten vazgeçerek koruyabilir. “Otokrasi direnişe, haysiyete ve bağımsızlığa tahammül etmez; doyumsuzca her yerde var olmaya çabalar.” Pozitif kahramanlar Sınava dayanın, çünkü “kötülük sürekli olarak kötülüğü doğurur” ve “iyi bir yönetici kötü olandan daha iyi değildir”, “köleler ondan memnun olsa bile.”
Yüzük, Sauron gibi, kötülüğün bir alegorisidir. Hem Kara Lord hem de o, İncil'deki şeytanla neredeyse aynı rolü oynuyor. Kötü güçler kahramanların kalplerine giden en kısa yolu bulur. Yüzük, kendisinin kontrolünü ele geçirmesine yardımcı olan "bir yalanı akla getiriyor" ve şimdi kahraman, hayatını kökten değiştiren korkunç olayların uçurumuna sürükleniyor. Yüzük, kahramanı görünmez kılmayı, onu düşmanlardan saklamayı teklif eder, ancak yüzüğün tavsiyesini dinledikten sonra kahraman, Rab'bin hizmetkarları tarafından hemen fark edilir ve neredeyse ölümcül şekilde yaralanır. Yüzük güçlü bir ayartmadır, kendi etrafına anlaşmazlık ve talihsizlik eker ve tek yol Bunu önlemek zararlı etki- kötü güçten yararlanma düşüncesine bile izin vermeyin.
Gerçek bir Hıristiyan olarak Tolkien, haksız eylemlerin cezalandırılmasını reddeder. Kahraman, öfkeyle mağlup olmuş bir düşmanın peşine düştüğü anda, arkadaşı neredeyse hayatını kaybediyor. Kitabın ana karakterlerinden Frodo şöyle diyor: “... Gollum'un bunca kirli eyleminden sonra gerçekten onu bağışladınız mı?<…>Ölmeyi hak etti. Ancak Gandalf (ve onunla birlikte yazar da) şöyle yanıt verir: “Bunu hak ediyor, buna hiç şüphe yok. Ve onun ve diğer pek çok kişinin adı lejyondur. Yaşaması gerekenleri sayın ama onlar öldü. Herkesin hak ettiğini alması için onları diriltebilir misin? Ama hayır, kimseyi ölüme mahkûm etmek için acele etmeyin. Çünkü en akıllılar bile her şeyi öngöremezler. Gollum'un düzelmesi için çok az umut var ama hiç umut olmadığını kim garanti edebilir? Dolayısıyla Tolkien, sıradan bir ölümlünün, birinin yaşayıp yaşamadığına karar veremeyeceğini savunuyor. Bu kader daha yüksek güçler. Hayat herkese bir kez verilir ve herkesin onu doğru şekilde yaşaması için yalnızca bir şansı vardır. Kendisi birden fazla kez birinin canını almış olsa bile, hiç kimsenin bu şansı bir insandan alma hakkı yoktur. Yüzüklerin Efendisi'nin konusu Tolkien'in bu fikrini doğruluyor. İşin sonunda, farkında olmadan da olsa iyinin zaferini önceden belirleyen kişi Gollum'dur.
Doğa, Yüzüklerin Efendisi'nde çok büyük bir rol oynuyor. Panteist anlayışta doğa olmasa da yine de dünyanın ayrılmaz bir parçasını temsil eder. Tolkien için bu ebedi, manevi bir başlangıçtır; eserlerine özel yaratıkları dahil etmesi boşuna değildir - yarı insan, yarı ağaç, ormanları insanlardan koruyan. 20. yüzyılın bir adamı olarak Tolkien, zamanla doğanın esas olarak insan etkisiyle yok edildiğini fark etmeden duramaz. İnsan ve doğa arasında eski bir uyum yoktur. Geriye yalnızca geçmiş zamanların hüzünlü anıları kaldı. Destan ilerledikçe antik doğa sıklıkla modern doğayla karşılaştırılır ve modern doğanın gücünü ve gizemini kaybettiği ortaya çıkar. şunu belirtmekte yarar var Kötü güçler Bir eserde doğa her şeyden önce her zaman çarpıtılmış ve şekli bozulmuştur. Burada endüstriyel medeniyet konusunda hayal kırıklığına uğramış bir 20. yüzyıl insanının felsefesini görebilirsiniz. Kötülüğün ruhuna nüfuz ettiği kahraman, "bir zamanlar çayırlarla kaplı vadiyi" çirkin bir manzaraya dönüştürür: "kara maden arızaları, silah atölyelerinin düz çatıları ve demirhanelerin üzerindeki kahverengi duman."
Çalışmanın bir diğer önemli fikri de fikirdir. Belirleyici rol tarihteki kişilikler. Tolkien, karakterlerinin ağzından "Küçük çakıl taşları büyük çöküşlere neden olur" diyor. Herhangi bir kahramanın her eylemi olay örgüsünün gidişatını kökten değiştirebilir. Ve yazar için kahramanın güçlü ya da zayıf, akıllı ya da aptal olması önemli değil, asıl mesele onun dürüst ve sadık kalmasıdır ve o zaman kesinlikle bunun için övgü alacaktır. Seçmek dikenli yol iyi - yap doğru seçim. Ödül mutlaka gelecektir. Bu, Yüzüklerin Efendisi'ndeki gibi bu hayatta da olabilir, Silmarillion'un kahramanlarının başına geldiği gibi ölümden sonra da olabilir.
Tolkien tarihin doğrusal gelişimi fikrine çok yer ayırıyor. Ancak bu gelişme ancak yazarın tüm eserleri bağlamında ele aldığımızda doğrusaldır. Gerçekten de, ilk doğan güzel elflerin yerine zamanla insanlar gelmeli, sonra Yaradan'ın doğru çocukları onun cennetteki saraylarına gittiğinde dünyanın sonu gelmeli ve haksızlar reddedilecek. sonsuz karanlık. Ancak Yüzüklerin Efendisi'nde, her ne kadar solmaya başlasa da tarihsel bir sarmal açıkça ortaya çıkıyor. Elf göksel kahramanlarının yerini, aynı insan kahramanlar olan müritleri alır. Kahramanların zamanı geçmişte kalıyor ve elfler yeniden geliyor ama eskisi gibi değil. Ve benzeri. Eserin tamamı, geri dönüşü olmayan görkemli bir geçmişe dair hüzünlü göndermelerle dolu. Kitabın sonunda dünya nihayet büyüsünü kaybediyor. Elfler Orta Dünya'yı tamamen terk ediyor - ana arena Tolkien'in tüm kitaplarının eylemleri. Ancak dünya hâlâ insanların güvenilir ellerinde. O kadar büyük değiller ve o kadar da güzel değiller, ama sonuçta Orta Dünya'nın yaşamını en iyi şekilde düzenleyecek olanlar onlardır çünkü Elf'in dediği gibi, "insan başarıları bizimkilerden daha dayanıklıdır." Bu da insanların eylem ve dönüşüm için sonsuz, karşı konulamaz bir arzuya sahip olmaları ile açıklanmaktadır. Babanın yapamadığını oğul başaracak ve gelecek kuşak, bir öncekinin yaşadığı hayal kırıklığının farkında olmayacaktır. Bir kişiye her zaman daha önce inşa edilmiş olanın yıkımı eşlik eder, ancak beklenmedik bir ekim her zaman olgunlaşır. Tolkien'e göre bu büyük bir insani hediye ama aynı zamanda da talihsizliğidir, çünkü... "İnsanların hayallerine ulaşmak imkansızdır."
Yazarın yazma yeteneği, okuyucunun iyilik, bağışlama ve göreve sadakat fikirlerini aşılamasına yardımcı olur. Herkes ilerleme sağlayabileceğinin farkına varabilir ama Tolkien ilerlemenin başlı başına bir amaç olmadığını ve bunun için fedakarlık yapmaya değmediğini unutmamıza izin vermiyor. Özellikle doğayı feda etmeye değmez. Amaç hiçbir zaman araçları haklı çıkarmaz. “Yüzüklerin Efendisi”ni okuduktan sonra insanın doğasını, ruhunu daha derinden anlamaya başlıyorsunuz. Bu eser, iyiye, kötüye ve her birinin ebedi mücadelesindeki yerine ilişkin belli bir dünya görüşü oluşturur. Dolayısıyla "Yüzüklerin Efendisi" hem felsefi hem de edebi açıdan ilgi çekici, aynı zamanda eğlenceli bir kitap olarak derin, karmaşık bir eserdir. Bu eserin sayfalarında herkes kendinden bir şeyler bulacaktır.
